OKUYABİLİRSİNİZ!!!


Cmabrigde Üinversite’snie greö,bri keilemdeki hrafliren sıarlamasının bir önmei yok. Önmeli oaln ilk ve son hraflrein dğoru yrede olamsı. Grei kalan tamaemn kraışık olbailir ve siz hlaa okyuabılrısnız.

Developer Neden Fazla Mesai Yapar?


  • İşe projeyi planlamak ile değil, işe direkt kod yazmakla başlıyorsa. (Bknz. guerilla coding, spaghetti coding)
  • Müşterinin gazlamasıyla gelecekte gerekli olabilecek veya hiç gerekli olmayacak modüller için fazladan kodlama yapıyorsa.
  • Her zaman her isteğe cevap verebilecek, tam donanımlı, mükkemmel bir yazılım çıkarma egosu varsa.
  • Her zaman en basit, en verimli, en hızlı çözümü sunmayı düşünmüyorsa.
  • Proje'nin ihtiyacı olan hızlı ve hatasız sistemi geliştireceğine proje için çok hayati olmayan "hata loglama sistemini" yazmaya kalkıyorsa.
  • Müşteri tarafında ne istediğini doğru anlatabilen bir partner bulamıyorsa.
  • Yazdığı programı başkalarına/müşteriye test ettirmeden, kendisi test ettikten sonra "tamam oldu release ediyorum" diyorsa.
  • Geri bildirime ve müşteri testlerine önem vermiyorsa.
  • Proje'de ki bug'ları sürekli erteleme eğilimi içindeyse.
  • Bir iş için tasarlayabileceği en basit modeli tasarlamaya çalışmıyorsa.
  • Müşterinin mantıklı ve saçma isteklerini analiz edip akıl süzgeçinden geçiremiyorsa.
  • Yanılmaktan ve yanlış yapmaktan korkuyorsa.
  • Ego'sunu sürekli sırtında taşıyorsa!
  • Yeni başlayan junior developer'dan da yeni şeyler öğrenebileceğinin farkında değilse.
  • Proje'nin nasıl işleyeceğini müşterisine en baştan öğretmiyorsa.
  • Projeyi bitirmek için sürekli kod yazmak gerektiğine inanıp, gerektiğinde dinlenmeyi ve iki tek bira atmayı bilmiyorsa.
  • Müşteriyi projeden uzak tutmak gerektiğine inanıyorsa.
  • Müşteri tarafında ki partnerini iyi bir şekilde yönetemiyorsa.
  • Proje başlangıcında gereksinimleri belirlemeden hareket ediyorsa.
  • Proje'de özellikleri mümkün olduğu kadar ufak parçalara bölmekten kaçınıyorsa.
  • Artık teknik kararları da müşteri almaya başlamışsa.
  • Müşteriye "müşteriliğini bilmesi" gerekitğini açık ve net söylemeye çekiniyorsa.
  • İş planının ne kadar süreceğine kendisi değil, müşteri karar vermeye başlamışsa.
...emektar developerımızın mesaisi bitmez, aldığı projeleri batar ve hep stresli mutsuz yaşar.

Borsada Keriz Silkeleme Operasyonu Böyle Yapılıyor

İstanbul Borsasındaki son keriz silkeleme operasyonunun altından yine Mecnur Çolak çıktı. Bugüne kadar tam 23 kez maniplasyon suçundan ceza alan Çolak, 8 ayrı hisse senedini manipüle etmekle suçlanıyor.
Elindeki parayla kısa dönemde büyük kar elde etmeyi uman yatırımcıları kandıran sistem şöyle işliyor:
- İMKB’de derinliği çok fazla olmayan borsacı tabiri ile ‘sığ’ hisseleri tespit ediyorlar.
- Kendi parasal güçlerini, kısa yoldan parasına para katma peşinde olan tanıdıklarının varlıkları ile birleştirerek bir havuz yaratıyorlar.
- Bu havuzdaki kaynakla, belirlenen hisse senedinde alıma geçiyorlar.
4Tespit edilen şirketin Borsa’da işlem gören hisselerin büyük bölümünü topladıktan sonra yine borsacı tabiri ile tahtayı kurmak, yukarı doğru hareketlendirmek onlar için zor olmuyor.
- Zira alan da satan da kendileri oluyor ve sistematik olarak, çok da dikkati çekmeden hisse senedinin fiyatını yükseltiyorlar. Bazı günler tavan yaptırarak bazı günler değer kaybettirerek hisse senedine bir ‘teknik analiz’ hikayesi de yaratmayı ihmal etmiyorlar.
- Burada operasyona aracı kurumlardaki adamları dahil oluyor. Zengin olma hayali peşinde koşan küçük yatırımcılara, fiyatı şişmiş hisse senetleri öneriliyor. Söz konusu hissenin önünde daha yükselme potansiyeli olduğu, bu seviyelerden alım yapılsa bile para kazanılabileceği söyleniyor.
- Daha sonra operasyonda ikinci aşama başlıyor. Yüksek fiyata erişen bu hisselerin birilerine devredilmesi gerekiyor.
- Borsa yatırımcılarının takip ettiği, birbirleriyle paslaştıkları internet sitelerinde de hissenin reklamı yapılmaya başlanıyor. Hisse senedine bir hikaye yaratılıyor. (Falanca yerdeki arsasını satıyor, tek bir arsanın satış bedeli şirketin toplam piyasa değerinin bile üzerinde gibi...)
- Bu hisseleri şişmiş fiyattan küçük yatırımcı alırken, oyunu kuranlar yine Borsacı tabiri ile ‘mal boşaltıp’ o hisse ile vedalaşıyorlar.
- Kurulan tezgahtan haberi olmayan yatırımcılar, ellerinde şişik fiyatlı hisselerle kalakalıyorlar.
- Zaten derinliği olmayan, o fiyatları etmesi de ekonomik açıdan imkansız olan hisse senetleri, yine borsacı tabiri ile paraşütsüz düşmeye başlıyor.
22 Haziran 2011 Çarşamba 08:25

Tommiks

 


Tommiks çizgi romanının 1970'lerdeki bir sayısının kapağı
Tommiks (Capitan Miki) 1955 yılından beri Türkiye'de yayınlanan ve kardeş yayın olan Teksas (Il Grande Blek) ile birlikte çocuklar ve gençler arasında çok büyük ilgi görmüş İtalyan yapımı bir çizgi romandır. Bu romana olan ilgi o dereceye varmıştır ki Türkiye'de bütün çizgi romanlar Teksas-Tommiks adıyla anılmaya başlanmıştır.

Konu başlıkları

[gizle]

Çizerleri ve yayımcısı [değiştir]

Tommiks çizgi romanı 1951 yılında İtalya'nın EsseGesse çizim-stüdyosu tarafından geliştirilmiştir ve Capitan Miki adı altında 16 yıl süreyle çizilmeye devam etmiştir. EsseGesse stüdyoları, ismini kurucuları olan üç çizerin soyadlarından almıştır: Giovanni Sinchetto, Dario Guzzon ve Pietro Sartoris (S.G.S. yani İtalyanca okunuşuyla EsseGesse). 1951-1967 yılları arasında EsseGesse Tommiks çizgi romanını 825 fasikül halinde yayınlamıştır. Türkiye'de ise Tommiks ilk olarak 1955 yılında Erdoğan Egeli'nin (1925-1983) sahipliği altındaki Ceylan Yayınları tarafından yayınlanmaya başlamıştır. Kapaklarını Samim Utkun'un çizdiği bu çizgi romana Türkiye'deki Tommiks adını da gene Samim Utkun vermiştir. Daha sonraki yıllarda Tommiks, Tay yayınları, Ecem ve Aksoy Yayıncılık tarafından siyah-beyaz haliyle 2002 yılına kadar basılmağa devam etmiştir. 2004 yılından beri de Hoz Comics tarafından renkli ve kuşe kâğıtta yayınlamağa başlamıştır.

Konusu [değiştir]


Tommiks
Yüzbaşı Tommiks (Capitan Miki) 1835 ve 1840 yılları arasında Amerika'da yaşayan 15 yaşında bir korucudur (rancer). Bu dönem Amerikan tarihinde "Altına Hücum" veya "Batıya Göç" dönemi olarak bilinir ve Hollywood'un kovboy (Western) filmlerinin konu aldığı dönemdir. O dönemde Kuzey Amerika'nın batısı henüz yeni yerleşime açıldığı için bazı bölgelerde ciddi bir yasadışılık dönemi yaşanmıştır. İşte bu dönemde Tommiks Nevada'nın göbeğindeki Kulver (Coluver) Kalesi civarında düzeni sağlamakla görevlendirilmiştir. İki alkolik karakter, Konyakçı (Doppio) ve Doktor (Salasso), her macerasında ona eşlik ederler. Bu ikili, bir yandan kendilerini sürekli komik olayların göbeğinde bulurken; diger yandan da arkadaşları Miki'nin yardımına koşmaktan geri kalmazlar. Hepsinin ortak düşmanı da koruculardan intikam alma hevesiyle her seferinde yeniden karşılarına çıkan kılık değiştirme şampiyonu Binbir Surat'tır (Magic Face).

Karakterlerin kökeni [değiştir]

İtalyan EsseGesse ekibinin 1951 yılında yarattığı,Türkiye'de Tommiks olarak tanınan ünlü çizgi roman Capitan Miki de de o devirde İtalyan çizgi romancıların sıklıkla başvurdukları sinemadan tanıdık simaların çizgi romana taşınması yöntemi uygulanmıştı. Söz konusu çizgi romanda Tommiks karakteri Anthony Perkins'ten, Konyakçı karakteri Walter Brennan 'dan, Doktor Salasso ise "Stagecoach" filmindeki Thomas Mitchel 'in oynadığı alkolik doktordan esinlenilerek yaratılmışlardır.[1]Konyakçı (Doppio) karakterine esin kaynağı olabilecek sinema adamlarından biri de 1940'lı yılların western karakter oyuncusu George 'Gabby' Hayes'dir. 1948 yapımı Albuquerque filminden alınan sahnede de görüldüğü gibi Konyakçı karakterinin bire bir kopyası gibi durmaktadır.

1948 yapımı Albuquerque filminde George 'Gabby' Hayes, Konyakçı karakterinin esin kaynaklarından biri.

Tommiks parodisi [değiştir]

Türkiye'de yayımlanan çizgi mizah dergisi Lombak'ta 2003 yılında Göksel (soyadını hiçbir zaman belirtmemiştir) adlı mizahçının Göxel takma adıyla yazıp çizdiği bir Tommiks parodisi de vardır. "Yüzbaşı Tommiks" adını taşıyan ve "Teksas Tommiks hastalarına özel" üst başlığı ile yayımlanan bu çizgi roman İtalyan EsseGesse'nin ürettiği Tommiks (Capitan Miki)'in Türk kültürü ve yaşam tarzına uyarlanmış bir versiyonuydu.
Her dergi sayısında iki sayfayı kaplayan bu siyah beyaz (daha doğrusu başlığı renkli, diğer bölümler de iki tonlu monokromdu) resimli romanın karakterleri de orijinalleri ile aynı adları taşıyorlardı ve hem karakterler hem de çevre orijinal Tommiks'in bire bir kopyası gibiydi. Oldukça uzun bir süre yayımlanan bu çizgi romanda maceralar hep "Kulver Kalesi"nde geçiyordu, ama mizansen ve avam tarzda konuşmalar sanki maceraların Türkiye'de herhangi bir askeri birlikte geçtiği izlenimini vermekteydi.


Lombak dergisinde 2003 yılında Göxel tarafından yaratılmış bir Tommiks parodisinden küçük bir bölüm. çizgilerindenden karakter adlarına kadar herşeyi orijinaliyle aynı olan çizgi romanda sadece konular Türk kültürü ve yaşam tarzına uyarlanmıştır.

Çelik Bilek - Teksas (çizgi roman)

 

Teksas (Il Grande Blek) 1956 yılından beri Türkiye'de yayınlanan ve kardeş yayın olan Tommiks (Capitan Miki) ile birlikte çocuklar ve gençler arasında çok büyük ilgi görmüş İtalyan yapımı bir çizgi romandır. Bu romana olan ilgi o dereceye varmıştır ki Türkiye'de bütün çizgi romanlar Teksas-Tommiks adıyla anılmaya başlanmıştır.


Teksas çizgi romanının 1970'lerdeki bir sayısının kapağı

Çizerleri ve yayımcısı

Teksas çizgi romanı 1954 yılında İtalya'nın EsseGesse çizim-stüdyosu tarafından geliştirilmiştir ve Il Grande Blek adı altında 13 yıl süreyle çizilmeğe devam etmiştir. EsseGesse stüdyoları, ismini kurucuları olan üç çizerin soyadlarından almıştır: Giovanni Sinchetto, Dario Guzzon ve Pietro Sartoris (S.G.S. yani İtalyanca okunuşuyla EsseGesse). 1954-1967 yılları arasında EsseGesse Teksas çizgi romanını 650 fasikül halinde yayınlamıştır. Türkiye'de ise ilk olarak 1956 yılında Erdoğan Egeli'nin (1925-1983) sahipliği altındaki Ceylan Yayınları tarafından yayınlanmaya başlamıştır. Kapaklarını Samim Utkun'un çizdiği bu çizgi romanın aslında Teksas'la hiçbir ilgisi yoktur. İtalyanca ismi Teksas değildir. Kahramanının ismi de Teksas değildir ve konusu Amerika'nın Teksas eyaletinde geçmez. Teksas'ın kapaklarını çizen Samim Utkun bu ismin daha ilgi çekeceğini düşünerek çizgi romana Türkiye'de Teksas adını vermiştir. Daha sonraki yıllarda Teksas, Tay yayınları, Ecem ve Aksoy Yayıncılık tarafından siyah-beyaz haliyle 2002 yılına kadar basılmağa devam etmiştir. 2004 yılından beri de Hoz Comics tarafından renkli ve kuşe kâğıtta yayınlamağa başlamıştır.

Konusu [değiştir]

Teksas çizgi romanı 1770 yıllarında Kuzey Amerika'da İngiltere'ye ait kolonilerin bağımsızlık savaşı vererek Amerika Birleşik Devletleri'nı kurmasını konu alır. Başlıca kahramanları Çelik Blek isimli bir genç savaşçı, Rodi isimli ergenlik çağındaki bir erkek çocuk ve Profesör Oklitus'dur. Romanın kahramanı Blek İngilizcedeki Black kelimesinden gelir. Önceleri Essegesse Black kelimesini İngilizce şekliyle kullanmıştır. Ancak İtalyan okuyuculara zor geldiği için okunduğu gibi Blek şeklinde yazmağa başlamıştır. Romanın konusu aslında Amerika Birleşik Devletleri'nin Teksas eyaletinde değil Boston ve Portland gibi kuzeydoğudaki New England bölgesinde geçer.
Teksas'ın kahramanı Çelik Blek ve arkadaşları Rodi (Rody) ve Profesör Oklitus (Occultis) bir avcı kasabasında yaşarlar ve kırmızı urbalılara (İngiliz askerleri) karşı direniş yaparlar. Boston'da yaşayan Avukat Konoli (Connoly) Amerikan bağımsızlık savaşında istasyon şefi olarak görev yapmakta, arasıra Çelik Blek'i ziyaret ederek ona gizli ve tehlikeli görevler vermektedir. Bu çizgi romanın kahramanları hayal ürünü olmakla beraber tarih açısından gerçekçi bazı kişi ve olaylara da yer verilir. Örneğin Amerikan bağımsızlık savaşının önderi ve Amerika Birleşik Devletleri'nin ilk başkanı George Washington ve gene Amerika Birleşik Devletleri'nin kurucularından biri olan bilim adamı Benjamin Franklin bu çizgi romanın bazı maceralarında yer alırlar.
Teksas çizgi romanı kesin bir şekilde Amerikan yanlısıdır. Romanda İngilizler kötü, beceriksiz ve zalim olarak gösterilirler. Çelik Blek ciddi, cesur, becerikli ve akıllı bir kişidir. Romanda romantik aşk konularına değinilmez. Profesör Oklitus ve Rodi'nin en büyük zaafları yemek yemek, ve özellikle turtaları mideye indirmektir

Fıkra

Kadin: Ben ölürsem ne yaparsin? Tekrar evlenir misin?
Adam : Hayir. Kesinlikle hayir !!
Kadin: Neden?? Evli olmak hosuna gitmiyor mu!!??
Adam : öyle demek istemedim. Tabi ki gidiyor.
Kadin: O zaman neden tekrar evlenmezsin ki??
Adam : Tamam. Tamam. Evlenirim.
Kadin: (yüzünde üzgün kirgin bir ifadeyle)Evlenirsin..
Adam : (ne diyecegini bilemez ve azicik kizgin bir iç çeker)
Kadin: Onunla bizim yatagimizda mi yatarsin?
Adam : Başka nerde yatilabilir ki?
Kadin: Benim resimlerimi kaldirip yerlerine onun resimlerini koyar misin??
Adam : Sanirim bu yapilacak en uygun sey olur.
Kadin: O zaman onun benim ayakkabi koleksiyonumdan Ayakkabilar giymesine de izin verirsin....??
Adam : Hayir onun ayaklari 37 numara...
Kadin: ..............? !!!!
Adam : Haas.....ir xD

Fıkra

Kadın seks hayatındaki problemlerden dolayı ruh doktoruna gitmiş...
Tedavi sırasında doktor sormuş:
- Sevişirken hiç kocanızın yüzüne baktınız mı?
- Evet, demiş kadın...
- Nasıldı?
- Çok kızgındı, demiş kadın...
- Peki neden ona bakmak ihtiyacı hissettiniz?
- Çünkü, demiş kadın, o da bahçe penceresinden bana bakıyordu!..

Kontrol Gülen'de!

 

Eski ABD elçisi Jeffrey’nin cemaatin Türkiye’deki rolüne ilişkin kriptosu yayımlandı...


Kontrol Gülen'de!
WikiLeaks belgelerine göre, Gülen hareketi ABD yetkilileri arasında giderek artan bir endişe kaynağı oluşturuyor. İnternet sitesi Canada Free Press’in haberine göre, ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, 2009’da yazdığı bir kriptoda, Fethullah Gülen hareketinin “Türk hükümetinin kontrolünü ele geçirdiğini ve giderek artan şekilde İsrail ve ABD karşıtı haline gelen politikaları dikte ettirdiğini” vurguladı.

‘Polisteki etkisini reddeden yok’

Gülen’i, Pennsylvania’da “sürgünde” olmasına rağmen “siyasi bir fenomen” olarak nitelendiren Jeffrey, AKP liderlerinin “Gülen’in kuklası gibi” göründüklerini yazdı. Bir gizli belgede de Amerikalı diplomatların “Türk polisinin Gülen cemaati üyelerinin kontrolünde olduğunu doğrulamak mümkün değil, ancak bunu reddeden kimseyle de karşılaşmadık” ifadesinin yer aldığı belirtildi.

İnternet sitesi Canada Free Press’in haberine göre, ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, 2009’da yazdığı bir kriptoda, Gülen’in ABD ve Müslüman ülkelerdeki okullarında “öğrencilerin beyninin yıkandığı” belirtiliyor. Gülen’i, Pennsylvania’da “sürgünde” olmasına rağmen “siyasi bir fenomen” olarak nitelendiren Jeffrey, aralarında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bulunduğu AKP liderlerinin “Gülen’in kuklası” gibi göründüklerini yazdı.

Haberde, kısa süre önce yayımlanan diğer gizli belgelere göre, Gülen yandaşlarının Türkiye’de “ordu ile çatışma halindeki” 200 bin kişilik güçlü polis teşkilatını yönettiği kaydedildi. Bir belgede de, Amerikalı diplomatların “Türk polisinin Gülen cemaati üyelerinin kontrolünde olduğunu doğrulamak mümkün değil, ancak bunu reddeden kimseyle de karşılaşmadık” ifadesinin yer aldığı belirtildi.

Haberde, Gülen hareketi içinde üst düzey görevlerde bulunduktan sonra hareketten ayrıldığını söyleyen Nurettin Veren’in, “güvenlik yetkilileri arasında imamlar bulunduğu ve birçok komiserin imamlardan emir aldığı” yolundaki sözlerine de yer verildi.

Canada Free Press haberinin başlığında “Yeryüzündeki en tehlikeli İslamcı” diye söz ettiği Gülen’in, ABD’de 140’tan fazla okulu bulunduğu halde ABD antiterör yetkilileri, Amerikan medyası ve kamuoyunun ilgisini çekmediğini de yazdı.

Gülen’in Pennyslvania’dan uluslararası operasyonlarını yönettiğini kaydeden Canada Free Press, Gülen’in 25 milyar dolarlık bir mal varlığına hükmettiğini ve AKP’nin faaliyetlerini yönetmeye devam ettiğini kaydetti. (Cumhuriyet)

Agarta’yı Ziyaret Eden İnsan

Bu anılar 1947 yılının Şubat ve Mart aylarında yazıldı.



Kutup Kaşifi Amiral Byrd´ün içinde bulunduğu koşullar dayanılabilir ve güvenilirdi. Başka kişiler tarafından da bir hayal olayının yaşanmadığı yönünde güvence verildi. Yazılanlar, Amiral´in birebir sözcükleridir. Kuzey Kutbu´nun uzun bir gecesinde yazılmış ve ciddi bir kaşifin ve bilim adamının parlak gün ışığı altında yaşadığı gerçeği anlatmaktadır.
İç Dünya (Agarta)´nın Arianni bölgesi’nin keşfi!

Yayınlayan: Dr. William Bernard Ph.d., D.D.

Admiral Richard B. Byrd´ün Günlüğü Şubat-Mart 1947

“Kuzey Kutbu´nda bir keşif uçuşu

İç Dünya; Benim Gizli Günlüğüm”

Bu günlüğü gizlilik içinde yazmalıyım. Yazdıklarım Arktik´de 1947 yılı Şubat´ının 19. gününde yaptığım uçuşla ilgili. Zamanı geldiğinde, muhakkak insanlar daha akıllı olacaklar ve kaçınılmaz gerçeği kabul edecekler. Yazdıklarımı açıklamak özgürlüğüne sahip değilim, belki de bunlar asla toplumsal bir incelemenin ışığını asla göremeyecektir ama birgün herkesin okuyabilmesi için bunları kaydetmek benim görevim. Bu açgözlü ve sömürücü dünyada kesin eminim ki, insanoğlu gerçekleri daha fazla bastıramayacaktır.

Bu olayın yaşandığı yerleri gösteren haritayı görmek için tıklayın

“Uçuş Seyir Defteri” 19 Şubat 1947-Artrik Üssü Kampı

Saat 06:00: Tüm hazırlıklar tamamlandı. Kuzeye doğru uçacağım, tüm yakıt depoları dolduruldu.

Saat 06:20: Sancak motoru daha güçlü gibi. Ayarlama yaptık, şimdi daha iyi.

Saat 07:30: Üsle radyo ilişkisi kontrolu yaptık. Herşey yolunda. Telsizcim memnun.

Saat 07:40: Sancak motorunda zayıf bir akıntı var gibi. Yağ basıncı normal.

Saat 08:00: Uçuyorum. Uçuş normal görünüyor. 7.000 metrede uçuyorum. Türbulans normal. Herşey yolunda.

Saat 08:15: Üsle telsiz kontrolu normal.

Saat 08:30: Türbulans oluştu. Bin metreye kadar inmeye karar verdim, uçuş koşulları yumuşak görünüyor.

Saat 09:10: Çok büyük bir buz alanı, altta kar yağıyor. Görüntü muhteşem. Kırmızıdan mora kadar tüm renkleri görüyorum. Pusula olduğu yerde dönüp duruyor, üsle tekrar ilişki kurduk ve gördüklerimi anlatım.

Saat 09:10: Her iki pusulam da yani manyetik ve gyro pusulalar dengelerini iyice yitirdiler, titreşip duruyorlar. Güneş pusulasını kullanıyorum. Kontrollar yavaş tepki veriyorlar ama bir buzlanma belirtisi yok.

Saat 09:15: Uzakta dağlar görüyorum.

Saat 09:49: Dağları gördüğümden bu yana 29 dakika geçti. Görsel bir yanılgı yok. Bunlar birer dağ ve daha hiç görmediğim bir sıradağ halindeler.

Saat 09:55: Altimetre 8.900 metreyi gösteriyor; güçlü bir türbulans var.

Saat 10:00: Hala kuzeye doğru uçuyorum ve altımda küçük bir dağ sırası var, bunu tanımlıyorum ve soruşturmam gerek çünkü böyle bir dağ oluşumu haritalarda yok. O da ne? Dağların arasında ve tam ortada küçük bir nehir akıyor, aşağıda yeşil bir vadi olamaz. Burada garip ve normal olmayan birşeyler var. Buz ve kar olmalıydı ama ben dağların yamaçlarında yeşil ormanlar görüyorum. Yön bulma araçlarım hala çılgınca dönüyorlar. Jiroskop hala öne ve arkaya doğru titreşip duruyor.

Saat 10:05: Dörtbin metreye indim ve alttaki vadinin üzerinde sola doğru sert bir dönüş yaptım. Aşağıda yeşille örülmüş bir alan var. Burada ışık farklı, güneşi göremiyorum. Sola biraz daha döndüm ve aşağıda çok büyük garip hayvanlar gördüm. File benziyorlar ama hayır bunlar birer mamut. İnanılmaz ama oradalar. 3.000 metredeyim, dürbünle bakıyorum ve hayvanlar görüyorum; oradalar. Mamutlara çok benziyorlar. Bunu üsse bildirmemiz gerek.

Saat 10:30: Yeşil renkli tepelere yaklaşıyorum. Dış ısı, termometrenin gösterdiğine göre 23 derece. Düz olarak uçmaya devam ediyorum. Göstergeler normal ama ben bir bulmacanın içindeyim. Yine üssü arıyoruz ama telsiz çalışmıyor.

Saat 11:30: Eğer normal kelimesini bu ortamda kullanırsam herşey yolunda. İlerde bir yer var, sanki bir kente benziyor. Uçak çok hafifledi, bir tüy gibi dalgalanarak uçuyor, kontrollar emirlerimi dinlemiyorlar. Tanrım!, Normal tepkiler vermeyen bir araç içinde uçuyorum ve yeterince hızlı değilim ama ilerde uçan garip bir araç var. Disk şeklinde ve parlak. Bana doğru yaklaşıyor,üzerindeki işareti görüyorum; bu bir gamalı haç. Fantastik! Neredeyiz? Ne oluyor? Kontrolları geri almaya çalışıyorum. Ama olmuyor, kontroller isyan ediyorlar.

Saat 11:35: Telsizden çatırdılar geliyor, İngilizce bir ses ama derinlerden geliyor. Aksan İsveç ya da Alman. Şöyle diyor; “Bölgemize hoşgeldiniz Amiral. Sizi yedi dakika içinde indireceğiz. Güvenli ellerdesiniz. Rahat olun.” Uçağımın motorları durdu, garip bir gücün kontrolu altında uçmaya devam ediyorum. Şimdi uçağım kendi çevresinde dönmeye başladı.

Saat 11:40: Bir diğer telsiz mesajı. İniş olayı başladı. Uçak şiddetle titriyor, aşağıya doğru iniyor, sanki görünmeyen dev bir asansörün içinde gibiyim. Artık çok rahatım, birşey umurumda değil. Hafif bir sarsıntıyla uçağım yere temas ediyor.

Saat 11:45: Günceme aceleyle son cümleleri yazıyorum. Uçağıma doğru gelenler var; hepsi uzun boylu ve sarı saçlılar. Uzakta büyük ve parlak binaların bulunduğu bir kent var, gökkuşaklarına benzer renk dalgaları nabız gibi atarcasına kentin üzerinde yükseliyor. Ne olduğunu anlamış değilim ama ortada tehlikeli birşey yok, hiçbir silah görmüyorum. Kargo kapısını açarken bir sesin ismimi söylediğini duyuyorum. Herşeye razıyım.(Kaydın sonu)

Kristal kente giriyorum…

Bundan sonra olanları hafızama güvenerek yazdım. Hayal gücümü zorlamam gerekiyor, bütün bunlar çılgınca ve olmaması gereken şeyler. Telsizcimle beraber uçaktan çıktık, içten ve samimi bir karşılama bu. Tekerlekleri olmayan küçük bir platformun üstüne bindik. Şimdi hızla parlayan kente doğru gidiyoruz, kent sanki kristalden yapılmış gibi, içeri girerken daha önce hiç görmediğim büyüklükte binalar görüyorum. Bu yapılar Frank Lloyd Wright´ın (Dönemin ünlü sürrealist mimarı) çizimlerinin ötesinde. Ya da bir Buck Rogers filminin setindeyim (Yine dönemin sinemasında canlandırılan bir bilim kurgu kahramanı). Daha önce hiç tatmadığım sıcak içecekler ikram ediliyor, çok lezzetliler. On dakika kadar sonra iki hostes geliyor, çok güzeller ve kendileriyle beraber gelmemi söylüyorlar. Yapacak birşey yok, gidiyorum ama telsizcim kalıyor. Kısa bir yürüyüşten sonra asansöre benzer bir yere giriyor, aşağıya doğru inmeye başlıyoruz, araç duruyor ve kapı yukarıya doğru sessizce açılıyor. Uzun bir koridorda ilerliyoruz, gülkurusu renkte bir ışık heryerden yayılıyor, sanki duvarların içinden geliyor. Büyük bir kapının önünde duruyoruz. Kapının üzerinde okuyamadığım bir yazı var, kapı ses çıkarmadan açılıyor, girmem için işaret ediliyor. Hosteslerden bir tanesi; “Korkacak birşey yok Amiral, Üstad´ın huzuruna kabul edileceksiniz.” diyor.

Üstad´ın mesajı

İçeri giriyorum, çarpıcı renkler görüyorum, oda büyüleyici ve çok etkileyici. Karşımda çok güzel bir insan var, gördüklerimi anlatamıyorum, bildiğim sözcükler buna yeterli değil. İnsan gibi ama çok daha ötesinde, huzur ve mutluluk yayıyor. Düşüncelerim kesiliyor, melodik ve sıcak bir sesle konuşuyor; “Yerimize hoş geldiniz Amiral” O, bir erkek, yüzünde çok uzun yılların izleri var, uzun bir masada oturuyor sonra kalkıp, bana oturmam için gösteriyor. Oturuyoruz, bana bakıp gülümsüyor ve yine o yumuşak ve melodik sesle konuşuyor; “Sizin buraya girmenize izin verdik çünkü siz dünyanın yüzeyinde tanınan asil birisiniz.” Dünyanın yüzeyi mi? diyor ve soluğumu tutuyorum. Gülümsüyor ve; “Evet, şu anda İç Dünya´nın Arianni bölgesindesiniz. Sizi görevinizden fazla alıkoymayacağım, güvenle yüzeye geri döneceksiniz. Ama şimdi Amiral sizi neden buraya çağırdığımızı söyleyeceğim. Irkınızın Japonya´da Hiroshima ve Nagasaki´de patlattığı ilk atom bombalarıyla çok ilgiliyiz. Bu nedenle alarma geçtik ve uçan araçlarımızı yolladık, biz bunlara “Flugelrad” diyoruz. Sizi gözlüyorlar ve ırkınızın yüzeyde ne yaptığını araştırıyorlar. Bütün bunlar geçmişte kaldı Amiral ama biz devam etmek zorundayız. Irkınızın savaşlarına ve barbarlığına daha önce hiç karışmadık ama şimdi durum farklı. İnsanlık için uygun olmayan doğal bir gücü yani atomik enerjiyi öğrendiniz. Özel görevlilerimiz dünyanızdaki güçlere mesajlar veriyorlar ama henüz bir tepki vermediler. Şimdi sizi dünyamızın varlığını gören bir tanık olarak seçtik. Irkınızdan binlerce yıl daha eski olan kültürümüzü, bilimimizi göreceksiniz Amiral.” Sözünü kesiyor ve benimle ne yapacaklarını soruyorum.

Zamanı geldiğinde…

Üstad delici bakışlarıyla sanki düşüncelerimi okuyor ve bir zaman sonra cevap veriyor; “Irkınız şu anda dönüşü olmayan noktaya ulaştı. Aranızda ellerindeki gücü bırakmaktansa, dünyayı yok etmeyi göze alacak olanlar var.” Başımı sallıyorum ve devam ediyor; “1945´de ve sonrasında ırkınızla ilişki kurmaya çalıştık ama düşmanca davranıldı, Flugelrad” larımıza ateş açılıp, düşürüldüler. Savaş uçaklarınız, kötü amaçlarla düşmanca davranarak bizimkileri kovaladılar. Şimdi sana şunu söylüyorum oğlum; dünyanızda çok büyük bir kötülük fırtınası oluşmakta, kara bir öfke ve şiddet yıllardır hiç eksilmeden, artarak birikiyor. Silahlanmanızın bir anlamı yok, biliminizde güvenli bir yer yok. Kültürünüzde açan her çiçek, öfke ve hiddetle ezilip, yok ediliyor, tüm insan canlılar derin bir kaosun içine düştüler. Yaşadığınız son savaş daha sonra ırkınızın başına geleceklerin sadece bir başlangıcı. Biz burada her geçen saat durumu daha açık görüyoruz. Söylediklerimde bir yanlış var mı?” Hayır, bu eskiden de oldu, karanlık çağlar geldi ama beşyüz yıl önce sona erdi, diyorum. Üstad devam ediyor; “Evet, oğlum. Karanlık çağlar asıl şimdi ırkınızın üzerine geliyor, karanlık dünyayı bir örtü gibi örtecek ama inanıyorum ki ırkınızdan bazıları yaşamayı başaracaklar ama buna daha zaman var, fazlası söylenmemeli. Çok uzaklarda ırkınızın yıkıntıları arasından yeni bir dünya doğacak, kayıp efsanevi hazineleri arayacaklar ve oğlum bizim korumamızda güvenlikte olacaklar. Zamanı geldiğinde biz ırkınıza ve kültürünüze yardım edeceğiz, belki savaşın ve çekişmelerin boşyere olduğunu birgün öğreneceksiniz, ancak bundan sonra ırkınız tekrar kültürü ve bilimi elde edebilecek. Şimdi oğlum, bu mesajla beraber yüzeye dönebilirsin.”

Ve dönüş

Bu sözlerle beraberliğimiz sona ermiş gözüküyor. Bir an için duruyorum, bu bir rüya olmalı ama ben bu gerçeği biliyordum. İki güzel hostesimin gelip “Bu yoldan Amiral” demeleriyle kendime geldim. Çıkmadan evvel bir kez daha dönüp Üstad” a bakıyorum. O mitolojik yüzde yumuşacık gülümseme var; “Elveda oğlum” diyor ve ince uzun elini kaldırarak bir barış hareketi yapıyor. Hızla geri dönüyor ve yukarı çıkıyoruz. Hosteslerimin birisi bana dönüyor ve; “Acele etmeliyiz Amiral. Üstad, sizi geciktirmememizi istedi, mutlaka geri dönmeli ve mesajı vermelisiniz.” Birşey demiyorum. Olan herşey inancın ötesinde. İlk geldiğimiz yere dönüyoruz, telsizcim orada, çok gergin ve yüzünde endişeli bir ifade var. Ona herşey yolunda Howie, diyerek sakinleştiriyorum. Yine uçan platformla uçağımızın yanına götürülüyoruz. Motorlar çalışmıyor, hemen biniyoruz. Kapı kapandıktan sonra görünmeyen güç, uçağı kaldırıp bir anda 8.000 metreye çıkarıyor. Onların araçlarından iki tanesi belli bir uzaklıktan bizi izliyor. Çok hızlı gidiyoruz ama hız göstergesini okuyamıyorum, ileriye doğru gidiyoruz. Telsiz çalışıyor ve bir ses; “Şimdi sizi terk ediyoruz Amiral, kontrollar serbest. Auf Wiedersehen!!!!” diyor. Almanca bir veda. Howie ve ben flugelrad ´ların soluk mavi gökte kaybolmalarını izliyoruz. Uçağım birden sarsılıyor ve aşağıya doğru dalışa geçiyor. Toparlanıyor ve kontrolu alıyoruz. Şimdi uçuş normal, kimse konuşmuyor, ikimiz de kendi düşüncelerimizle başbaşayız.

Güncenin devamı

Saat 22:00: Yine sonsuz buz ve kar çölündeyiz. Üsse uzaklığımız yaklaşık 27 dakika. Haberleşiyoruz, cevap geliyor. Bütün koşullar normal. Üstekiler bizden haber aldıkları için çok mutlular.

Saat 22:00: Üsse yumuşak iniş yapıyoruz. Bir görevi bitirdim ama çok daha büyük bir görev şimdi beni bekliyor…

Kaydın sonu

11 Mart 1947´de Pentagon ´da bir toplantıda hazır bulundum. Olanları anlattım, keşfimi açıkladım ve Üstad ´ın mesajını aktardım. Herşey gereğince kaydedildi. Başkan ´a bilgi aktarıldı Ama geciktirildiğimi veya alıkonduğumu hissediyorum. Yüksek Güvenlik Örgütü ve bir tıb ekibi ile uzun görüşmeler yaptırdılar, bir kasıt algılıyorum. Büyük bir sıkıntı içindeyim, ABD Ulusal Güvenlik koşulları gereğince, sıkı kontrol altındayım. Ve sonunda emri aldım; bildiğim her konuda kesin olarak sessiz kalmam isteniyor, bunu insanlık adına yapacakmışım. İnanılmaz ama ben bir askerim ve emirlere uymaktan başka yapacak birşeyim yok.

30/12/1956: Son sözler

1947 ´den bu yana yıllar geçti. Günlüğümü tamamlamam gerekiyor. Kapatırken, kendimden eminim. Bu sırrı yıllar boyunca inançla sakladım. Bu benim tüm moral değerlerime ve haklarıma karşıydı. Şimdi sonsuz gecenin geldiğini hissediyorum ve bu sır benimle beraber ölmemeli. Ama gerçek eninde sonunda galip gelecek. İnsanlığın tek umudu bu. Gerçeği görüyorum ve ruhum bir an önce serbest kalmak için çırpınıyor. Askeri canavarlığın kalbi olan endüstri için görevimi yaptım. Şimdi uzun gece başlıyor ama bu bir son olmayacak. Uzun Artrik gecesinde olduğu gibi, gerçeğin parlak güneş ışığı yine gelecek ve karanlıklardan ışık doğacak. Çünkü ben Kutbun ötesinde varolan ülkede en büyük bilinmeyeni gördüm.

Amiral Richard E. Byrd

ABD Deniz Kuvvetleri 24 Aralık 1956

Kaynak : http://www.agarta.org/index.php?id=54

100 Greatest Guitar Tracks Ever!

Q Magazine - 100 Greatest Guitar Tracks Ever!

See Also: Below & Greatest Guitarists
From Q#224 March 2005

1. Jimi Hendrix – Purple Haze
2. The Rolling Stones – Jumpin’ Jack Flash
3. Led Zeppelin – Whole Lotta’ Love
4. Nirvana – Smells Like Teen Sprit
5. The Beatles – Helter Skelter
6. Guns N’ Roses – Sweet Child Of Mine
7. The Who – Won’t Get Fooled Again
8. The White Stripes – Seven Nation Army
9. The Kinks – You Really Got Me
10. The Stone Roses – I Am The Resurrection
11. Black Sabbath – Paranoid
12. Deep Purple – Smoke On The Water
13. The Stooges – I Wanna Be Your Dog
14. Blur – Song 2
15. Radiohead – Creep
16. AC/DC – Whole Lotta’ Rosie (Live)
17. John Lee Hooker – Boom Boom
18. The Velvet Underground – Sweet Jane
19. Cream – Sunshine Of Your Love
20. Oasis – Supersonic
21. Pixies – Debaser
22. Metalica – Master Of Puppets
23. Aerosmith – Walk This Way
24. Rage Againsed The Machine – Killing In The Name
25. Pink Floyd – Shine On You Crazy Diamond
26. Sex Pistols – Pretty Vacant
27. Motorhead – Ace Of Spades
28. The Smiths – How Soon Is Now
29. Van Halen – Eruption
30. Red Hot Chilli Peppers – Can’t Stop
31. Ramones – Blitzkrieg Bop
32. Neil Young – Like A Hurricane
33. Queen – Now I’m Here
34. The Clash – White Riot
35. My Bloody Valentine – You Made Me Realise
36. T.Rex – Get It On
37. Fleetwood Mac – Albatross
38. Thin Lizzy – The Boys Are Back In Town
39. MC5 – Kick Out Thejams
40. Prince – Purple Rain
41. Franz Ferdinand – Take Me Out
42. Chuck Berry – Johnny B. Goode
43. Derek And The Dominos – Laya
44. Muse – Stockholm Syndrome
45. Public Image – Public Image
46. Beastie Boys – Sabotage
47. The Darkness – I Believe In A Thing Called Love
48. Can – Mother Sky
49. Howlin’ Wolf – Smokestack Lightnin’
50. The Byrds – Eight Miles High
51. Television – Marquee Moon
52. Gang Of Four – At Home He’s A Tourist
53. Captain Beefheart – Big Eyed Beans From Venus
54. The Hives – Hate You Say I Told You So
55. Elvis Presley – Hound Dog
56. David Bowie – Heroes
57. R.E.M. – The One I Love
58. U2 – Vertigo
59. Echo And The Bunnymen – Rescue
60. Lynyrd Skynyrd – Freebird
61. The Yardbirds – Shape Of Things
62. Slade – Cum On Feel The Noise
63. Joy Division – Shadowplay
64. Bo Diddley – Bo Diddley
65. Iron Maden – Phantom Of The Opera
66. The Strokes – Last Night
67. Smashing Pumpkins – Cherub Rock
68. The Sonics – Strychnine
69. Sonic Youth – Teenage Riot
70. Queens Of The Stoneage – No One Knows
71. Funkadelic – Maggot Brain
72. The Cult – She Sells Sanctuary
73. The Jam – Going Underground
74. John Lennon – Cold Turkey
75. Faith No More – Everything’s Ruined
76. Boston – More Than A Feeling
77. Eddie Cochran – Summertime Blues
78. Dinosaur Jr. – Freak Scene
79. PJ Harvey – 50 Ft Queenie
80. Bob Dylan – All Along The Watchtower
81. Magazine – Shot Both Side
82. Verve – Slide Away
83. The Only Ones – Another Girl Another Planet
84. Sly And The Family Stone – I Want To Take You Higher
85. Joan Jett And The Blackhearts – I Love Rock And Roll
86. Spaceman 3 – Revolution
87. Link Ray And His Ray Men – Rumble
88. Husker Du – Friend, You’ve Got To Fall
89. Dick Dale & His Del Tones – Misirlou
90. Siouxsie & The Banshees – Hong Kong Garden
91. Interpol – Obstacle 1
92. ZZ Top – La Grange
93. Korn – Blind
94. Foo Fighters – All My Life
95. Steely Dan – Reelin’ In The Years
96. The Shadows – Apache
97. Suede – Animal Nitrate
98. The Jesus And Mary Chain – Sidewalking
99. Richard And Linda Thompson – Shoot Out The Lights
100. The Osmands – Crazy Horses
Q: The 20 Greatest Guitar Tracks

Voted By All Star Panel - Sept 2007

See Also - Above & Greatest Guitarists

1. Black Dog – Led Zeppelin
2. Dazed And Confused – Led Zeppelin
3. Little Wing – Jimi Hendrix
4. A Woman In Winter – The Skids
5. Guitar Shuffle – Big Bill Bronzy
6. And Your Bird Can Sing – The Beatles
7. The End – The Beatles
8. Only In Dreams – Weezer
9. Limehouse Blues – Django Reinhardt
10. Bye Bye Blues – Les Paul & Mary Ford
11. West Coast Blues – Wes Montgomery
12. Gimme Shelter – The Rolling Stones
13. Crazy Train – Ozzy Osbourne
14. Rumble – Link Wray
15. Bad Luck Blue Eyes Goodbye – The Black Crows
16. The Frayed Ends Of Sanity – Metallica
17. Cherry Red – The Groundhogs
18. The Hair Shirt – The Birthday Party
19. In A Jar – Dinosaur Jr
20. I Can See For Miles – The Who

http://www.rocklistmusic.co.uk/qlistspage3.htm

The Music That Changed The World

Q Magazine – 3 Special Editions Jan, Feb, March 2004

Part One 1954 – 1969

Albums

1. The Beatles – Revolver
2. Bob Dylan – The Freewheeling Bob Dylan
3. The Beatles – Sgt. Pepper’s Lonely Heart Club Band
4. The Beach Boys – Pet Sounds
5. The Velvet Underground & Nico – The Velvet Underground & Nico
6. The Rolling Stones – Let It Bleed
7. Led Zeppelin – Led Zeppelin
8. Jimi Hendrix – Are You Experienced
9. The Who – Tommy
10. Pink Floyd – The Piper At The Gates Of Dawn
11. James Brown – Live At The Apollo
12. Elvis Presley – Elvis Presley
13. Cream – Disraeli Gears
14. The Band – Music From Big Pink
15. The Byrds – The Notorious Byrd Brothers
16. Big Brother & The Holding Company – Cheap Thrills
17. The Stooges – The Stooges
18. Chuck Berry – Rockin’ At The Hops
19. Simon & Garfunkel – The Graduate Soundtrack
20. Muddy Waters – At Newport 1960

Singles

1. Elvis Presley – That’s All Right Mama
2. The Beatles – She Loves You
3. The Rolling Stones – Little Red Rooster
4. Aretha Franklin – Respect
5. Ray Charles – What’d I Say
6. Carl Perkins – Blue Suede Shoes
7. Bill Haley & His Comets – Rock Around The Clock
8. Matha And The Vandellas – Dancing In The Street
9. Roy Orbison – Only The Lonely
10. The Kingsman – Louie Louie
11. The Monkeys – Last Train To Clarkesville
12. The Kinks – You Really Got Me
13. Jefferson Airplane – White Rabbit
14. The Coasters – Yakety Yak
15. The Shadows – Apache
16. The Shagri-Las – Leader Of The Pack
17. Jane Birkin & Serge Gainsbourge – Je T’aime…Moi Non Plus
18. Cliff Richard – Move It!
19. Desmond Dekker & The Aces – Israelites
20. Lonnie Donegan – Rock Island Line

Part Two - The ‘70’s

Albums

1. The Rolling Stones – Sticky Fingers
2. The Clash – London Calling
3. Led Zeppelin – IV
4. Marvin Gaye – What’s Going On
5. Pink Floyd – Dark Side Of The Moon
6. David Bowie – Ziggy Stardust…
7. Television – Marquee Moon
8. Fleetwood Mac – Rumours
9. Joy Division – Unknown Pleasures
10. The Who – Who’s Next
11. Bruce Springsteen – Born To Run
12. The Wailers – Catch A Fire
13. Sex Pistols – Never Mind The Bollocks…
14. Bob Dylan – Blood On The Tracks
15. Stevie Wonder – Songs In The Key Of Life
16. Meat Loaf – Bat Out Of Hell
17. Mike Oldfield – Tubular Bells
18. Carole King – Tapestry
19. Neil Young – After The Goldrush
20. Lou Reed – Transformer

Singles

1. Sex Pistols – Anarchy In The Uk
2. Queen – Bohemian Rhapsody
3. Donna Summer – I Feel Love
4. T.Rex – Get It On
5. Special Aka – Gangsters
6. 10cc – I’m Not In Love
7. Black Sabbath – Paranoid
8. Kraftwerk – Autobahn
9. Chic – La Freak
10. Ramones – Blitzkrieg Bop
11. Kate Bush – Wuthering Hights
12. Roxy Music – Virginia Plain
13. James Brown – The Payback
14. The Jam – Down In The Tube Station At Midnight
15. Edwin Star – War
16. The Osmonds – Crazy Horses
17. Elton John – Philadelphia Freedom
18. Slade – Coz I Luv You
19. Tubeway Army – Are Friends Electric
20. The Beatles – Let It Be

Part Three - 1980 – 2004

Albums

1. Nirvana – Nevermind
2. Radiohead – Ok Computer
3. U2 Achtung Baby
4. Michael Jackson – Thriller
5. Guns N’ Roses – Appetite For Destruction
6. Pixies – Doolittle
7. Joy Division – Closer
8. The Smiths – The Queen Is Dead
9. Public Enemy – It Takes A Nation Of Millions To Hold Us Back
10. Radiohead – The Bends
11. Coldplay – A Rush Of Blood Of The Head
12. The Jesus And Mary Chain - Psychocandy
13. R.E.M. – Automatic For The People
14. The White Stripes – Elephant
15. Primal Scream – Screamadelica
16. Oasis – (What’s The Story) Morning Glory
17. The Strokes – Is This It
18. The Human League – Dare
19. Kate Bush – Hounds Of Love
20. De La Soul – 3 Feet High And Rising

Singles

1. Joy Division – Love Will Tear Us Apart
2. Nirvana – Smells Like Teen Spirit
3. Radiohead – Creep
4. Grandmaster Flash & Melle Mel – White Lines (Don’t Do It)
5. The Stone Roses – Fools Gold
6. The Specials – Ghost Town
7. Eminem – My Name Is
8. Massive Attack – Unfinished Sympathy
9. New Order – Blue Monday
10. Underworls – Born Slippy
11. Beyonce – Crazy In Love
12. Motorhead – Ace Of Spades
13. Run DMC – Walk This Way
14. The Jam – Going Underground
15. Marvin Gaye – Sexual Healing
16. Prodigy – Firestarter
17. The Smiths – This Charming Man
18. Van Halen – Jump
19. Frankie Gose To Hollywood – Two Tribes
20. Madonna – Into The Groove

Şiir

öyle bir hayat yaşıyorum ki,
cenneti de gördüm, cehennemi de.
öyle bir aşk yaşadım ki,
tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de.
bazıları seyrederken hayatı en önden,
kendime bir sahne buldum oynadım.
öyle bir rol vermişler ki,
okudum okudum anlamadım.
kendi kendime konuştum bazen evimde.
hem kızdım hem güldüm halime
sonra dedim ki ' söz ver kendine '
denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin.
sevilmek istiyorsan, önce "sevmeyi bileceksin".
uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin.
korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin.
öyle bir hayat yaşadım ki, son yolculukları erken tanıdım.
öyle çok değerliymiş ki zaman,
hep acele etmem bundandı

friedrich wilhelm nietzsche

B12 Vitamini Eksikliği


B12 eksikliği uzun süreler tedavi edilmezse ciddi hasarlara neden olabilir. B12 vitamin eksikliğinde sinir hasarı, kansızlık, unutkanlık, depresyon ve yorgunluk gibi sorunlar görülür. Bu hasarların düşük B12 düzeyi erken teşhis edilip ve takviye alımına herhangi bir kalıcı hasar oluşmadan başlandığında engellenmesi mümkündür.

Kırmızı kan hücrelerinin üretimi için B12 vitaminine gereksinim vardır. Gerekli miktarda alınmadığı takdirde b12 vitamini eksikliği çarpıntı, nefes darlığı ve bitkinlik gibi sorunlara yol açan bir tür kansızlık problemine sebebiyet verir.

B12 vitamin eksikliği hafızanın zayıflamasına neden olur.

El ve ayaklarda görülen uyuşmanın nedeni b12 eksikliği olabilir.

Çocukların zeka düzeylerinde düşüklüğe neden olabildiği gibi B 12 eksikliği aynı zamanda konuşma ve yürüme gibi davranışların daha geç ortaya çıkmasına neden olabilir.

B12 Eksikliği Belirtileri


Yorgunluk
Çarpıntı
Nefes darlığı
Kilo kaybı
Sinirsel problemler
Unutkanlık
El ve ayaktaki karıncalanma

gibi sorunlar b12 vitamin eksikliği belirtileri olarak sayılabilir.

B12 test : Fiziksel belirtilerin yanı sıra B12 eksikliğini anlamak için kandaki b12 vitaminin seviyesi de ölçülür. Shilling testi ile barsaktan B12 emilimine bakılabilir. 

B12 Vitamin Eksikliği Neden Oluşur?

-B12 içeren besinlerin yeteri kadar tüketilmemesi
-Yeteri kadar beslenilmesine karşın vücuttaki emilim bozukluğundan dolayı yararlanılamaması.
-Aşırı oranda alkol kullanımı
-Bazı ilaçların uzun süreli kullanımı b12 eksikliğine yol açan faktörlerdir.

Kimler B 12 Vitamin Eksikliği Riski ile Karşı Karşıyadır?

Vejetaryen beslenenler
Sürekli diyet yapanlar
Yaşlılar
Vitaminin vücut tarafından emilmesini önleyen sorunların bulunması.
B12 Vitamin Eksikliği Tedavisi
B12 tedavisi için b12 vitamin iğnesi ya da b12 vitamin hapı kullanılır. Ayrıca dilaltından alınan çeşidi de vardır.
Fakat korunma tedaviden daha iyidir yani, yaşlılar ve katı vejetaryenler gibi yüksek eksiklik riski altında olanların vitamin düzeylerini kontrol etmeyi göz önünde bulundurmaları ve günlük beslenmelerini sağlık sorunlarına karşı koruyucu olarak B 12 ile takviye etmeleri gerekir.
B12 Vitamini Hangi Besinlerde Bulunur?
Kırmızı et, karaciğer, yumurta, süt, peynir ve balık b12 vitamini içeren yiyeceklerdir.

B12 kullanımı – Doğru Dozaj

B12 için dogru miktar ne kadardır? Vücudun sadece küçük miktarda B12 ye gereksinimi vardır. – önerilen b12 normal günlük dozaj 2 ila 3 mcg dir. Vücuttaki eksikliğin ciddiyetine bağlı olarak kullanılabilecek 50 ila 2000 mcg lik B12 takviyeleri mevcuttur. B12 vitamini fazlalığı yan etkiye sebep olur mu? Yüksek dozajlarda bile herhangi bir toksisiste raporlanmamıştır.

Takviye Seçmek

• B12 folik asit, vitamin A, C ve E gibi diğer vitaminlerle beraber, bu vitaminin diğer maddelerle birlikte alındığında vitaminin etkinliğinin artması anlamında sinerjik olarak etkili olur. B12 emilimi için kalsiyum gereklidir.

Günümüzde beslenme bozuklukları son derece yaygın olduğundan, başka vitamin ve besinler de içeren bileşenleri kullanmak anlam kazanır.

• Takviye endüstrisi Birleşik Devletlerde gevşek olarak düzenlenmiştir ve iyi kalitede takviye ürünü bulmak biraz sağlığınızla kumar oynamak gibi olabilir. Bazı ürünler etiketlerinde yazılı aktif maddeleri bile içermezler ve diğerleri bildirilen miktarlardan daha az veya fazla içerebilirler. Daha kötüsü, bazıları sağlığınıza gerçekten zararlı olabilecek maddeler içerir.
Ürünün saflığı ve kalitesini sağlamak için, üretim ve kalite kontrol yöntemlerinin ulaştığı mevcut en yüksek standart olan farmasötik GMP uygunluğunu izleyen üreticiyi tercih edin.

PC' de Gitar Amfi Modelleme Programları Hakkında Herşey

PC' de Gitar Amfi Modelleme Programları Hakkında Herşey - 2010 ( Versiyon 2.0 )

GİRİŞ
Bu yazı daha önceki “Gitar Amfi Programları Hakkında Herşey” adlı rehberimin daha geliştirilmiş ve pek çok konu eklenmiş halidir.
Rehberin hazırlanma amacı öncelikle Elektrik Gitar kullananlara bilgisayar ortamında müzik oluşturmalarına yardımcı olacak bilgilerin Türkçe verilmesidir. Yazının büyük bir çoğunluğu Elektrik Gitarlardan programlar yardımı ile ton alınmasını ve ayarlarını içerir. Ek olarak eklenmiş müzik ile ilgili yardımcı konular, Elektrik Gitarları ile yapılan müzikleri desteklemek amaçlıdır. Dolayısı ile ek konulara daha az ayrıntı ile değinilmiştir.
Rehberin hazırlanmasında yararlanılan kaynaklar en sonda yer almakla birlikte çoğu konu belli bir şablon olarak alınıp işlenmemiştir.
Önemli not : Bu yazı tamamen elektrik gitarlarlı müziğin teknik yönünü anlatmaktadır. Herhangi bir gitar çalma tekniği ve dersleri içermediği gibi notasyon/ tablature bilgileri sadece programla bağlantılı olduğu için anlatılmaktadır. Bu yazı bir Gitar Çalma eğitimi değildir.

“Rehberimin yararlanmak isteyenlere iyi bir Türkçe kaynak olması dileği ile…”


Gitar Amfi Modelleme – Amflikasyona Genel Bakış

Elektrik Gitar kullanmaya başlayanların ya da belli bir süredir kullananların bildiği gibi gitarlarımız tek başlarına ses oluşturamamaktadırlar. Bir elektrik gitar sesi oluştururken tellerdeki titreşimleri piezo, single coil , humbucker olarak sınıflandırılan ve dilimizde yaygınca Manyetik olarak kullanılan aparatlarda düşük güçte elektrik sinyallerine dönüştürülür. Gitarların çıkış jaklarına bağlanan ses iletim kabloları ile gitarlar bu düşük güçteki ses sinyallerini istenilen tonlara dönüştürecek Donanımlara aktarırlar.
Amflikasyon ; genel anlamda güçlendirme, arttırma demektir. Elektrik gitar amflikasyonu sesin yalnız arttırılması değil buna karakter katılmasını kapsar. Gitar amflikasyonlarını Gitar Amfi’ leri olarak adlandırılan özel amaçlı amfiler yapmaktadır. Burada da anlatılan amflikasyon teknikleri ve burada kullanılan program, arabirim, preamp, ses kartı …vb araçlar aslında Gitar amfilerinin yaptıkları işlemleri simüle ederler.
Gitar Amfi modelleme; bilgisayar ortamında elektronik DSP ( Sayısal işaret İşleme) bilgilerinin kullanılması ve bu bilgiler ışığında sayısal hesaplamalar ile analog ses sinyalinin sayısal düzlemde işlenmesidir. Basitçe şöyle diyebilirz: analog haldeki gitar sesimizi arabirim ile sayısal sinyale dönüştürüp bilgisayarda işlemler ile bu sinyallerin şekil değiştirmesini sağlamak ve bir çıkış elde etmektir.
Gitar Amfi modellemelerinin hepsi Plugin olarak adlandırılan eklentiler tarzında bir ana programda çalışacak şekilde tasarlanırlar. Her modelleme programı aslında çok kapsamlı özellikler içerse de sadece bir eklentidir ve plugin olarak çalıştığı halde eğer tek başına çalışacak programlar şeklinde yüklendiler ise çalışırlarken firmanın kendi Host ( sunucu) programında ayrı bir programmış gibi tek başlarına çalışırlar.

Plugin

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi gitar amfi modelleme programları aslında pluginlar olarak çalışan küçük programcıklardır. Pluginler ileride daha ayrıntılı anlatacağım DAW adında ana programlarda ya da Host türü sunucu programlarında çalışırlar.
Müzik programları plugin olarak belli başlı çeşitte olmaktadır. Plugin çeşitleri şunlardır:

Windows VST / VST3 ( Steinberg) :
Steinberg tarafından geliştirilmiş Windows tabanlı işletim sistemi kullanılan PC lerde çalışan DAW programlarına eklenti olan türdür. Genelde en yaygın kullanılan plugin yapısıdır ve eğer belli bir plugin projesi arıyorsanız ya da kendiniz plugin geliştirecek iseniz yaygınlık açısından en kullanışlı olanıdır.
Piyasadaki Windows üzerinde çalışan DAW programlarının neredeyse hepsi destek sağlamaktadır.
MAC OS VST :
VST lerin MAC OS için geliştirilmiş bir versiyonudur. Windowsdaki VST lerden farklı olduğu gibi aralarında birbirini çalıştırma/destekleme yoktur. Bir MAC OS VST plugini Windows da çalışmaz.

RTAS :
Windows ve MAC OS üzerinde çalışan PRO TOOLS ismindeki DAW tarafında kullanılan bie kelenti biçimidir. Pro Tools kullanan kullanıcıların kullanmak zorunda olduğu plugin tarzı olduğu için sadece bu kullanıcılar tarafında kullanılır.

AU :
Audio Unit adındaki Plugin MAC OS da kullanılmak amacı ile geliştirilmiştir. MAC OS kullanılarının yaygın olarak kullandıkları bir plugindir.

Ses Kartı Sürücüleri


İlerde ses kartları konusunda donanım hakkında bilgiler vereceğim fakat ses kartı sürücüsü hakkında özellikle bahsetmekte yarar var.
Bilgisayarlarımız ses üretme amacı ile ses kartları kullanırlar. Müzik işi ile uğraştığımız için bu kartların kullanım amacı genelden özele inmektedir.
Ses kartlarımızı müzik alanında kullanacağımız için bunlara özel yazılımların uygun sürücülerde çalışması gerekir. Hali hazırda tüm ses kartlarının sürücüleri olmasına rağmen bize yarayacak düşük Latency değerli sürücü yapısının kullanımıdır.
Ses kartları Windows üzerinde kullanılıyor ise WDM ve ASIO ses kartı sürücüleri ile çalışmaktadır.
DX, MME, DS ; eski tip sürücü arabirimidirler. Yüksek latency değerinde yalnızca windows üzerinde çalışan programlarda kolay ses şablonu şekilinde çalışmada kullanılırlar. Ses- müzik işlemede kullanışsız birimlerdir.
WDM ; Windows üzerinde kullanılan ana seslerin ( mp3 gibi ses formatlarının , oyunların kullandığı DX arabiminde kullanılan seslerin…) çalışması için kullanılan sürücü yapısıdır. Windows XP ve sonrası için kulanılan sürücü yapısıdır.
ASIO ; Steinberg tarafından ses kartlarının çok düşük Latency değerlerinde sorunsuz çalışması için geliştirdiği ses kartı sürücüsüdür.
Bizim bundan sonra kullanmamız gereken sürücü tarzı ASIO dur. Ses kartımız ile ASIO sürücüleri gelebileceği gibi sonradan WDM üzerinde ASIO ya dönüşüm yapan tüm ses kartlarında çalışan geliştirilmiş sürücüler de vardır.
Ses kartınız ile gelen ASIO Sürücüsü yoksa ASIO4ALL (
www.asio4all.com )gibi ASIO desteği kazandıran sürücüleri kullanabilirsiniz.
ASIO sürücüsünde Kontrol Paneli açtığınızda 2 temel ayar vardır. Bunlardan biri Direkt Latency süresi seçimi diğeri ise Örnekleme miktarı seçimidir. Bazı firmaların ASIO sürücülerinde sadece Latency süre seçimi varken bazılarında ise sadece örnekleme ayarı vardır. Temelde ikisi birlikte çalışır yani bir süre seçimi sonucu belli bir örnekleme değeri seçmiş olursunuz.
Diğer bir ayar ASIO da örnekleme frekansı seçimidir. Bu frekans 11 kHZ den 192 KHZ e kadar yer alabilmektedir. Daha yüksek frekans daha iyi(düşük) gecikme değeri ve kalite sağlasa da ilerde de anlatacağım gibi gitar tonu üretiminde Chain içinde sorun yaratabileceği için biz genelde 48 KHZ kullanmalıyız.
Temel olarak sizin yapmanız gereken en önemli ayar PC nizin en elverdiği şekilde Latency süre ayarını en az ayara getirmektir. Burada gerçek zamanlı gitar tonu elde edebilmek için en kötü “10 ms “ seçilmelidir. Bundan daha düşük değerler daha iyi oldukları halde PC konfigrasyonu bu düşük değerde daha fazla zorlandığı için seste kopmalar oluşturur. Daha küçük değerlerin seçimi, daha yüksek örnekleme frekansı seçimi ve/veya daha düşük örnekleme buffer miktarı seçimi daha fazla işlemci kullanımına neden olur. Bu nedenle güçlü bir konfigrasyonunuz yoksa 5-10ms değerini seçmelisiniz. 10ms yukarısı ise işimize fazla yaramayacağı için kullanılmamalıdır. Sisteminiz buna el vermiyorsa ASIO4ALL sürücüsünü de deneyin. WDm üzerinde çalıştığı için ASIO4ALL bir nebze daha iyi latency değeri alabilmenize olanak verir.

Toplam Latency :

Latency değeri tek başına tek bir değer değildir. Ses programı ve programda kullandığınız ayarlar, chain uzunluğu ve chaindeki modüllerin çalışma algoritması latencyi arttırır. Her programa temelde bir giriş ve bir de çıkış latency si vardır. Toplam Latency bu iki değerin toplamıdır ve her Toplam latency sizin son latency değerinizi verir. Yani sizin tüm Toplam Latency leriniz tüm gecikmeyi oluşturur.

Örnek Toplam latency Raporu :




Yukarıda Toplam Latency raporunda giriş latency değeri 3.5ms , Programın işlem latency değeri 2ms ve çıkış katı latency değerinin 0.3ms olduğu görülmektedir. Toplam Latency değeri ise bunların toplamı olan 5.8ms dir.

Burada sonuç olarak şunu söyleyebiliriz. Biz Gitarın teline dokunduğumuz andan itibaren programa ses sayısal olarak 3.5ms sonra ulaşmakta 2 ms de işlenip çıkmakta ve 0.3 ms sonra program işlenmiş sesi dışarıya vermektedir. Yani gitarın teline vurduğumuz andan itibaren ses 5.8ms sonra bize ulaşacaktır. Bu değer oldukça iyi bir değerdir.

Ses Kartları

Ses kartları seçimi bizim için önemlidir. Bir oyun ses kartı ya da onboard ses işlemcisi ile iyi bir müzik yapılamadığı gibi bir müzik ses kartı ile de oyun oynayamazsınız.
Müzik için kullanılacak ses kartlarında bizim ihtiyacımız ön plana çıkar. Ses kartlarında her tür fiyat aralığında bir model yer almaktadır lakin bizim ihtiyacımızı karşılamadığı sürece pahalı bir ses kartı amacını bizim için yerine getiremez.
Ses kartında bize gerekenler ; arabiriminin bize hitap etmesi, yeterli giriş ve çıkışlara sahip olması, ASIO da iyi çalışabilmesi, Frekans tepkisinin iyi olması, EMI dan korumalı olması, Düşük gürültü oranına sahip olması, HI-Z girişine sahip olması ya da sonradan HI-Z girişi bağlanabilecek girişinin olması, DAC ve ADC lerinin kaliteli olmasıdır.
Ses Kartı arabirimleri : Ses kartları PCI , PCI –EX , PCI-X , USB 1.1 ve 2.0 , Firewire 400 ve 800 , PCMCIA, Cardbus Express arabirimlerinde çalışırlar.
Masa üstü kullanıcıları PCI , PCI –EX , PCI-X , USB 1.1 ve 2.0 , Firewire 400 ve 800 kullanırken , Dizüstü bilgisayar kullanıcıları USB 1.1 ve 2.0 , Firewire 400 ve 800 , PCMCIA, Mini PCI -EX (Cardbus Express) arabirimlerini kullanırlar.
En iyi arabirim diye bir şey yoktur , amaca uygun arabirim vardır.
PCI ; Masaüstü anakartlarında çok iyi bir latency ile çalışabilir fakat kart üzerinde EMI oluşma riski vardır. EMI anakarta takılı her tür donanımın yaydığı elektro manyetik dalganın girişim yapması olayıdır ve buna uygun kalkanlar yer almaktadır. Ses kartlarının çoğunda buna uygun tasarım olmasına rağmen kalkan yer almamaktadır. PCI arabiriminin diğer bir dezavantajı fazla giriş çıkış verecek kadar büyük olmayan ses kartı arka alanına sahip kartlara izin vermesidir.
PCI-X ; Eski tip server 64 bitlik PCI arabirimidir. Bu tür ses kartları onboard yapıdadır. Bizim için kullanımı neredeyse sıfırdır.
PCI – EX ; Anakartlarda yer alan diğer bir bağlantı PCI express dir. Bu arabirim daha geniş bantlı bir arabirim olmasına rağmen ses kartları için daha iyi bir seçenek değildir. Sesler düşük miktardaki birçok bilginin hızlı aktığı bilgilerdir. Bir büyük boyutta dosyaların işlendiği grafik kartlarına bu arabirim uygun olasa da ses kartları bu arabirimde çok sağlıklı sonuçlar çıkaramayabilir. Eğer bir de ses kartı PCI dan PCI – Ex dönüşümü için köprü çipi kullanıyorsa bize dezavantaj olarak geri dönebilir.
USB 1.1 ve 2.0 ; USB 1.1 artık eskide kaldığı için elinizde bu tür bir ses kartı bulunma olasılığı azdır. USB 3.0 ses kartları da bu yazının hazırlandığı tarihlerde daha piyasada olmadığı için 2.0 şua an en yaygın arabirimdeki external ses kartlarıdır.
USB 2.0 bize çok kanallı giriş çıkış destekler, en iyi olmasa da iyi bir değerde latency kullanabiliriz ve bolca da giriş-çıkışlı özellikle HI-Z girişli bağlantılara sahip ses kartlarına olanak verir. Dezavantaj olarak Firewire ve PCI gibi inanılmaz sayıda giriş-çıkış sayısına sahip olmaması vardır. Yani aynı anda bir USB 2.0 ses kartı ile asla 64 tane girişi olan bir ses kartınız olup bunları ayrı ayrı işleyemezsiniz.
Firewire 400 ve 800 ; diğerlerine göre en kullanışlı arabirimdir. Gerek hız, gerek latency gerek de desteği ile diğerlerinden bir adım öndedir. İmkanınız varsa bu türdeki kartları kullanmaya çalışın. Dezavantaj olarak firewire girişinin her PC de yer almaması ( özellikle FW 800 ) ve Firewire ses kartlarının pahalı olması.
PCMCIA ve Mini PCI -EX (Cardbus Express) ; u arabirimler dizüstü genişleme yuvalarıdır. Sırasıyla PCI ve PCI- ex in dizüstü versiyonları diyebiliriz. Son yıllarda alınan dizüstülerde Cardbus Ex yuvası varken eskilerde PCMCIA yuvaları vardır. Birçok kaliteli ses kartı hala PCI ve PCMCIA kullandığı için bu tür yuva eski diye kullanışsız diye düşünmemek gerekir.

Bilgisayar Konfigrasyonu

Gelelim bizim için gitar tonu işlemlerini ve müziği oluşturacağımız çalışma donanımı olan bilgisayarımıza. Bilgisayar donanımı seçiminiz ses ile uğraştığımız için önemlidir. İkinci önemli kısım ise yazılım seçimidir.
Bilgisayarlarda temel donanımlardan bizleri ilgilendiren donanımlar sırasıyla şunlardır.
Anakart ve Anakart Çipseti : Bizim kullanacağımız donanımlar anakartlarımıza takıldığı için gerekli genişleme yuvalarına sahip olması önemlidir. Fakat daha da önemlisi anakartımızın kullandığı çipsetlerdir. Çipsetler Ana işlemcimizi ( CPU) , RAM ve Ses kartı ile arasında bağlantıyı kurduğu için arada performans kaybı, gecikme ve uyumsuzluk yaratabilir. İyi bir çipset seçimi size yüksek frekansta (örneğin 192KHZ da ) düşük Latency ile birçok sayıda müzik programı ve amfi modellemesini aynı anda kullanmanıza olanak sağlar.
Şuanda piayasada olan orta ve üst seviye çipsetleri seçebilirsiniz. Alt seviye çipsetler ve nispeten eski DDR 2 destekli çipsetlerde gecikme fazla olabilmektedir. Ana kart olarak da en az 1 adet PCI yuvası dahil bir adet de Firewire 400 ( Firewire 800 olursa tercih nedenidir) yer alması gelecekte işinize daha fazla yarayabilir.
İşlemci : Bilgisayarınızdaki müzik programlarının neredeyse hepsi (%99 u) işlemcinizi kullanarak işem yapar. Ses kartı üzerinden donanımsal çalışan pluginler olmasına rağmen (UAD 1 ve UAD2 serisi ses kartları ve bunların pluginleri … vb) bizim kullanacağımız gitar amfi modellemeleri işlemci kullanırlar.
Modelleme programlarının bu işlemci kullanımı yapılan modelleme çeşidi ve optimizasyona bağlıdır. Daha çok işlemci kullanan program daha iyi ses verecek diye bir kaide yoktur. İyi optimizasyon yapılmadığı sürece ve işlemcinin SSE gibi donanımsal komutlarını kullanamadığı sürece program gereğinden fazla işlemciye yüklenir.
İşlemci seçiminde çok çekirdekli işemcilere yönelmenizde fayda vardır. En az ikinci bir çekirdeğe sahip işlemci sizin işletim sistemi çalıştırdığınız ve arka planda birçok programın meşgul olduğu sırada modelleme programında rahatlık sağlamaktadır. Ayrıca DAW programlarında Mixdown işlemi dahil birçok işlem çok çekirdek desteklemektedir.
İşlemci olarak en az 2 çekirdekli orta ve alt-orta seviye bir işlemci fazlasıyla yeterlidir. Eğer işelmciniz tek çekirdekli ise fazla işlem yapmayacaksanız ya da sadece gitar modellemesi kullanacaksanız önce test edip sonra kullanabilirsiniz.
RAM: Gitar amfi modellemesi için RAM miktarı önemli değildir. Fakat müzik yapımıyla daha fazla ilgileniyor iseniz ya da daha sonradan ilgilenecek iseniz DAW da çalışan örnekleme programlarında ne kadar çok enstruman kullanırsanız o kadar RAM e ihtiyaç duyacaksınız.
Ram olarak 1 ya da 2 GB RAM yeterlidir.
Ekran kartı : Gitar amfi modellemesi konusunda ekran kartının hiçir işlevi yoltur. Bu yüzden onboard bir ekran kartı dahi fazlasıyla yeterlidir.
Hard Disk : HDD birimi modelleme için önemli değildir. Modelleme programları RAM üzerinde çalışırlar. Eğer DAW larda örnekleme programları da kullanacaksanız hızlı bir HDD ye ihtiyaç duyabilirsiniz. Hem örnekleme programının RAM e alınmasını beklemek ( enstruman yüklenmesi ) hem de kayıt alırken düşük hızda bir HDD sesde Dropoutlara neden olup DAW ın kapanmasına neden olur.
İşletim Sistemi : Windows ya da MAC OS dışında eğer Linux kullanıcı iseniz bu işlere girişmeniz yarı yolda kalmanıza neden olabilir. Ses kartlarınınn linux desteğinden çok DAW konusunda ve plugin konusunda Linux desteği neredeyse sıfırdır. Wrapper kullanarak Windows Pluginleri kullanılabilir fakat çok sağlıklı olmadını söyleyebilirim.
Windows XP , Vista ya da 7 konusunda gerek 32 bit olsun gerek de 64 bit olsun herhangi bir sorun yaşamazsınız. Ben Xp üzerinde çalıştığım gibi 2 yıldır Alfa sürümünden beri Windows 7 64 bit üzerinde çalışıyorum ve daha az sorunla karşılaştığımı söyleyebilirim.
Mac OS X kullanıcıları kendi işletim sisteminde çalışan tüm DAW ve pluginlerde sorun yaşamayacakları gibi yaygın destek bulabilmektedirler. Dezavantaj olarak birçok gitar modelleme ücretsiz yazılımı Windows VST plugini olarak tasarlandığı için çalıştırma sorunu yaşayacaklardır. Bunları wrapper kullanmadan kullanmaları mümkün değildir ve pek de sağlıklı bir yöntem değildir. Yaygın olarak ticari olarak satılan tüm gitar amfi modelleme programları zaten MAC OSX e tam destek vermektedir. Tek sorun ücretsiz projelerdedir.
Bilgisayarınızın Sistem ayarları : Sisteminizde en uygun ayarlar için yapmanız gerekenler şunlardır:
- İşlemcinizin otomatik hız ayarlamasını kapatın: İşlemcinin sabit frekansta çalışması önemlidir. “Speed Step” gibi işlemci kullanımına bağlı güç ve frekans ayarlaması yapan teknolojiler ses işlemi yaparken seste kopmalar ve sorunlar yaratırlar. Bunu engellemek için bilgisayarınızda güç yönetiminde işlemciyi maksimum hızda sabit kullancak ayarları seçiniz. Tam güç ya da Yüksek Performans ayarını güç seçeneklerinden seçerseniz frekansı maksimuma sabitlemiş olursunuz.
- Tüm çipset , ses kartı sürücülerinin son versiyonlarını yükleyin. En son sürücüler daha az soruna ve yüksek stabiliteye sahiptirler.
- İşletim sisteminin en son Servis Paketlerini yükleyin. Donanım ve yeni teknolojilere destek dahil son sürücüler bu paketlerde yer almaktadır. En son Servis pakedini yüklemek size yarar sağlayacaktır.

Gitarların Bilgisayara Bağlanması ve Uygun Input Seviyesi Ayarı

Bu konu kesinlikle çok önemlidir.Yanlış bağlantı ve ayarlar daha işe başlamadan gitar amfi modellemesi konusundan uzaklaşmanıza neden olabilmektedir.


ÖNEMLİ :
Elektrik Gitarlar direkt ses kartlarına bağlanmazlar !




Yukarıda da değindiğim gibi bir elektrik gitar asla direkt ses kartına bağlanmamalıdır. Bunun nedeni ses kartına zarar vermesi değil, gitarın ses kartına direkt uygun (elektronik anlamda , boyutsal anlamda değil) olmamasıdır.
Elektrik gitarların manyetiklerinden alınan çıkışların sinyal gücü yüksektir. Elektronikte, empedans köprüleme teoremine göre göre bir çıkıştan maksimum kalitede sinyal aktarımı için ona bağlanacak girişin 10 kattan fazla empedansta olması gerekir ki gerilimi yüksek gücü düşük aktarım sağlanabilsin.
Elektrik gitarlar orta direnç çıkış empedansına sahiptirler. Ses kartlarının Line- In girişleri genelde 200- 300 K Ω değerindedir. Bu nedenle eğer elektrik gitarınızı direkt bu tür bir ses kartı girişine bağlarsanız gitarınızın sinyalinin gerilim değerini yarıdan fazlasını yok etmiş olursunuz. Burada sesin şiddetinin azalması değil sinyalin kayıp olması söz konusudur. Gitarın sesini açmanız , Ses kartınınızın Line In ses şiddeti seviyesini arttırmanız bu kayıbı kesinlikle yerine getirmemektedir.
Gitarların doğru bağlanması : Elektrik gitarların direkt ses kartlarının girişlerine bağlanmadığna yukarıda değindik. Peki doğru bağlantı nasıl olmalıdır?
Empedans uyuşmazlığı bizim buradaki 2 sorunumuzdan en önemlisidir. Diğer sorun ise Input seviyesidir. Empedans uyumunun sağlanması için Gitarlarımız ile ses kartları arasında ek bağlantılar kurmamız gerekir. Burada seçeneğimiz birden fazladır.
DI BOX : DI Box ‘lar arada kullanabileceğimiz en basit ve ekonomik çözümlerdir. Direct Injection, Direct Input ya da Direct Interface terimlerinin kısaltmasından oluşan DI Box lar temelde 2 çeşittir. Aktif ve Pasif olarak yer alan DI BOX lardan Pasif olanlar nispeten ucuz bir çözümdür. Arada birkaç direnç ve Transformatör ile pasif bir DI box yapabilirsiniz . Yalnız pasif DI Box lar büyük yer kaplarlar ve arada tasarımları basit oldukları için kalite konusunda sorun çıkarabilirler.
Aktif DI BOX lar OPAMP ve transistörler kullanarak empedeans köprüleme sağlayan aparatlardır. Belli bir seviyede güç ihtiyaçları vardır ve genelde ek adaptör ya da USB gibi arabirimlerden bu düşük güçteki güç ihtiyaçlarını karşılayabilirler.


Donanımsal Gitar PEDALI Kullanımı: Kullanabileceğiniz diğer bir seçeneğiniz True- Bypass içermeyen Donanımsal Gitar Pedallarını Bypass halde kullanmaktır. Hali hazırda her türlü gitar pedalı çalıştıkları zamanda empedans uyumu yaparlar. Tüm pedallar çalışırken arada DI box özellikleri gösterirler fakat kapalı olduklarında birçok pedal ya tamamen iç devre bağlantısını keser ya da devre üzerinden efekti kapatır. Burada True- Bypass devreden bağımsız direkt bağlantı aktaran yapıdır ve bu işimize pedalı çalışır halde kullanmayacaksak yaramaz.


HI-Z Girişli Preamp Kullanımı : Gitar Bağlamada en iyi 2. seçenek budur. Preamplar eğer HI-Z ( yüksek empedans) ya da Instrument Input a sahiplerse ( genelde gitar resmi olur) buralara bağlayacağınız gitarın input ayarını da analog olarak yapabilirsiniz.



HI-Z girişli Preamp Özellikli Ses kartı ya da Firma arabirimi kullanımı: En iyi seçeneğimiz budur. Eğer USB ya da Firewire arabirimli ses kartının HI-Z girişi varsa ve bir de içinde preamplifikasyon yapıyorsa gitar amfi modelleme programlarını tam randımanla çalıştırabilirsiniz. Tercihen içinde gerçek Vakum tüp (12AX7 tipi Triyod) bulunduran ses kartları seçilmelidir.
Gitar amfi modelleme programları ile ayrıca preamp özellikli arabirim de gelebilmektedir ( Rig Kontrol , Stealth Pedal ,…vb). Bunlar da HI-Z girişine sahip birer kontrol arabirimi ya da ses kartlarıdır. Bunlar da işinize oldukça yarar.
INPUT SEVİYESİ AYARI VE KONTROLU : Gitarlarımızı yukarıda anlatılan seçeneklerden biri ile bağladığımız zaman hemen gitar amfi modellemelerini açıp kullanamazsınız.
Gitar amfi modellemeleri belli bir seviyede, belli bir miktarda , belli bir karakterde sesi işleyecek şekilde dizayn edilirler. Gitardan alınan ses eğer gitarınız pasif manyetikli ise yukarıda belirtilen seviyede değildir. Dolayısı ile burada INPUT Seviyesi karşımıza çıkıyor.
Input seviyesi Gitarı bağladığınız arabirimin ses şiddeti (gerilimi) seviyesidir. Gitarlardan çıkan şiddet manyetiklere göre değişiklik gösterdiği için uygun INPUT seviyesine geçirilmelidir. Burada doğru ayarlar için Gitar amfi modelleme programlarının Input Monitoring Seçeneklerindeki seviyelere göz gezdirmeniz ve burada istenilen ayarlara kadar ses kartı ayarlarınızdan ya da preamp kullanıyorsanız Input Gain kısmından doğru seviyede ayarı yapmanız gerekir.
Aşağıda örnek bir Input Level Monitor kısmı açılmıştır:



Yukarıda Overloud TH1 amfi modelleme programının IN LEV seçeneği ile aktif olan menüyü görmektesiniz. Burada INPUT seviyesinin miktarını gözlemleyebilirsiniz. Gitarınızın teline mümkün olduğun sert şekilde vurduğunuz andan itibaren ses seviyesi sarı alandan kırmızı alana kadarlık kısımda miktar olarak görünmektedir. Amacınız burada yüksek seviyeye girmeden İyi seviyede sesi tutmaya çalışmak.
Eğer ses seviyesi Düşük seviyede kalırsa Input Seviyeniz gitar amfisi kullanımına yeterli değildir ve ses kartınızın ya da preamp’ ınızın seviyesini arttırmanız gerekir. Eğer Ses seviyesi yüksek seviyeye gelirse tersini yapmalısınız. Sesi sarı alanda ya da kısmızı alanda değil yeşil alanda tutmanız gerekir.
Ses susturma seçeneği Input seviyesine bakarken amfi programının ses çıkarmasını engeller. Seviye kontrolü devam ederken sadece sesi kısmış olursunuz.

Gitar Tonuna Etki Eden Tüm Faktörler

Gitar tonumuzu oluşturan tüm yazılımsal ayarlar aynı olsa bile bu ton size özel olacaktır. Bunun nedeni gitara etki eden birden çok faktörün o sese etkisidir. Öncelikle ilerde de değineceğim gibi dinlediğiniz bir gitar sesinin aynısını kesinlikle çıkartamazsınız!


Gitar sesine etki eden faktörler :
- Gitarın ağaç yapısı : Gitarın ağaç ve klavye yapısı titreşimleri oluşturmada fark yaratır. İyi bir gitarınız yoksa sesiniz iyi bir modele göre çok farklı olacaktır.
- Tellerin kalınlığı ve malzemesi : 0.009 luk bir tel ile 0.010 luk bir tel farklı kalınlıkta oldukları için aynı notada farklı tını oluştururlar. İnce teller daha parlak ses çıkarırlar. Tellerin malzemesi de titreşim ve esneme karakterini değiştirdiği için tonunuzda farklılıklar yaratır.
- Tellerin konumu (yükseklik ) : Telleriniz manyetiklerden daha yüksekte ya da yakınsa tonda değişimler olur
- Penayı vurma stiliniz: Tona belkide en çok etki eden unsurlardan biridir. Penanın tutma miktarınız , penayı tutma açınız ve tellerin gitarın eşik ya da sap kısmına göre vurma konumunuz tona büyük etki eder.
- Pena kalınlığı: Penanız ince ise daha tiz , kalın penada daha pes bir ses elde edersiniz.
- Manyetik modeli: Eğer farklı firma üretimi manyetik kullanırsanız tonunuz çok fazla değişikliğe uğrar. Dolayısı ile iyi model bir manyetikten alınan tonu ekonomik modelden alınan tonla oluşturmanız imkansızdır.
- Gitar kablosu: Gitarı bağladığınız kabloların bazılar (ekonomik olanlar) filtre etkisi gösterdiği için tonda değişimlere neden olmaktadır.
- Sıcaklık : Ortamın sıcaklığı değişirse tellerin esnekliği değişir. Nota olarak aynı notaya akord edilmiş tel farklı sıcaklıkta aynı notayı verse de tınısında ufak da olsa değişim gösterir.

Dinlediğiniz Bir Gitar Tonunu Asla Elde Edemezsiniz!

Evet gelelim amacımız olan tonları yakalama kısmına. Burada birçok kişi dinledikleri albümlerdeki şarkılarda duydukları gitar sesini çıkarmaya çalışacaklardır. Ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın dinlediğiniz bir gitar tonunu oluşturamazsınız. Bunun nedenlerine gelirsek . Öncelikle dinlediğiniz şarkılar Stüdyo Kayıtlarıdır. Günümüzde neredeyse hiçbir Stüdyo; gitarları Tek İz ( Single Track ) kaydetmez. Gitar sesi kayıdı bölümünde ayrıntısı ile değindiğim gibi bir gitar kaydı tek başına bir İz olarak kaydedilip bırakılmaz. Günümüzde Stereo aygıtlar hemen heryerde kullanılıyor ve 2 kanaldan oluşan bu yapıda seste canlılık yaratılmak istendiği için normalde sizin bir kayıtta dinlediğiniz tek bir ton aslında en az 2 olmak üzere 32 tane(be hatta fazlası) tonun birleşmesi , katman halde eş zamanlı çalmasından oluşur. Özellikle Gitar kayıtlarında çok İzli kayıtlar gitara Şişmanlık ve canlılık kattığı gibi belli bir karakterin oturmasına yardımcı olur. Bir gitarı kaydederken sağ ve sol kanal olmak üzere her kanalda birden çok iz ve bu izlerde bolca farklı varyasyonda ayarlanmış ( mesela farklı amfi ve gitar kullanılması ) sesler vardır. Aynı anda aynı şekilde aynı kişi tarafından 4-8-10-12-16 kere aynı yerin çalınıp üst üste kaydedilmesi sonucu Güçlü ve tek bir ton oluşur. Siz bu tonu tek bir gitar kaydı ve izi ile elde edemezsiniz çünkü içinde siz farkedemeseniz bile onlarca gitar sesi vardır.
Tonu elde edememizin ikinci bir nedeni yukarıdaki konuda anlattığım etkenler. Bir sanatçının kullandığı malzeme ve etkenler farklı tonlar oluşturur. Bunlar da sizin ulaşmak isteyeceğiniz tonun zorluğunu oluşturur.
Diğer bir neden gitar sesi kaydında kayıt ortamının farklı olması ve mikrofonlama yapmanın farklılaşmasıdır. Sanatçıların kayıt yaptıkları ortamda gitar sesleri Kabinlerden mikrofonlama yapılarak kaydedilir. Burada kayıt ortamı farklı ise sese reverb olarak geri dönecektir. Ayrıca Gitar sesinde Mikrofonlama Konusunda anlatacağım hususa göre mikrofon açısı, marka—modeli, mikrofon çeşidi, mikrofon sayısı , mikrofon uzaklıkları ve mikrofonların harmanlama miktarı tona çok büyük derecede etki eder.

Önemli : Biz gitar amfi modelleme programlarında enstumandan ve ekipmandan Duyulan değil Kayıt edilen sesleri elde ederiz! . Gitar amfi modelleme programlarında oluşturulan ses mikrofonlanmış son kayıt sesidir. Gerçek gitar amfi ekipmanı ile çaldığınız tonu siz mikrofonlamadan direkt dinlersiniz. Ama gitar amfi modelleme programları bu sesin mikrofonlanmış son halini çıkartırlar.
Dinlenilen bir tonu elde edemeyeceğimizin diğer bir nedeni albüm kayıtlarının çıplak halde kayıt edilip bırakılmamasıdır. Mixleme sonrası Mastering mühendisleri tarafından kayıtlar , kayıtlar son haline gelinceye kadar üzerlerinde post processing yaparlar. Compression, Mastering Reverb, Freq- cut gibi birçok işlemden sonra kayıtlar kaydedildiklerinden farklı ve daha net , daha iyi duyulabilir, enstrumanları anlaşılır duruma getirilirler.
Bütün bunlara rağmen sizin dinlediğiniz bir gitar tonu kaydında ulaşabileceğiniz ve yakın olarak benzetebileceğiniz şeyler şunlardır :
- EQ olarak benzer bir ton : Bir gitar tonunun EQ yapısını aynen çıkartabilir ve yakalayabilirsiniz. Başlangıçta size aynı ton gibi gelse de sizin tonunuzu sadece EQ değeri yeterli değildir.
- Aynı model ekipmanların klasik benzer tonları : Dinlediğiniz sanatçının kullandıkları ekipmanlar benzer ise bu ekipmanların simülasyonlarının birleşimi de benzer tonları oluşturmada yardımcı olacaktır. Her ne kadar Mastering sonrası tonlar değişse de benzer Gain ve efekt sayısını yakalama olasılığınız var.
- Reverb ve Delay gibi zaman değişimli efektler: Her ne kadar ortam reverb efektrini yakalayamasanız da Spring reverb ekipmanlarının klasik efektini ve delay uygulanmış ise benzer bir delay miktarını yakalayabilirsiniz.

Gitar Amfi Modelleme Programları Genel Yapısı

Gelelim bizi en çok ilgilendiren Gitar Amfi Modelleme Programlarının çalışma mantıklarına. Modelleme programları genel itibari ile şu şemaya göre çalışırlar :
Gitardan gelen ses > Ses Kartında ADC de Sayısallıştırılan ses > Gitar amfi Modelleme programına Giren ses > Modelleme programında kendi Input seviyesine getirilen ses > Chain de en öndeki Stomp Box lar > Gitar amfi preamp kısmı > Gitar Amfi poweramp Kısmı > Gitar kabinleri > Kabinlerin distorsiyonları > Sese poweramp in karakter eklenmesi > Kabinlerin Mikrofonlama yapılması > Son sese chain sonunda eklenen efektlerin uygulanması > Sesin Output seviyesinin ayarlanması


Evet Gitar amfi programlarının genel işleyişi yukarıdaki sıraya göre işler. Sadece bir amfi sesi değil buna etki eden diğer elemanlar da gitar amfi modellemelerinde simüle edilirler.


Yukarıda bir modelleme programının neler içerdiğinin görseli yer almaktadır. Burada gitarımızı uygun bağlantıyla bağladığımız zaman program önce amfi önüne yerleştirdiğimiz pedal-stomp box simülasyonundan sesi geçirir. Daha sonra ses amfinin preamp katından oradan da poweramp katından geçer. Amfi çıkışı Gitar kabini simülasyonunda mikrofonlama ile birlikte ses işlenir ve daha sonra EQ, Delay, Reverb …vb efektörlerde ses son haline geitirlerek programın çıkışına verilir.
Piayasadaki tüm GAM ( Gitar Amfi Modelleme) programları bu sistemi kullanırlar. Bazı ücretsiz GAM pluginleri sadece preamp kısmını simüle ederler ve bunlar tek başlarına düzgün ses veremeyecekleri için ek olarak bunlara poweramp ve kabin+mikrofon simülasyonu ek olarak dışarıdan eklenir.
Ön Stomp Box- Pedallar : Pedallar gerçek hayatta kullanılan Gitar pedallarının birer simülasyonlarıdır. Seste değişiklik yapılan belli başlı efektleri yapan elemanlardır.
Preamp : Amfinin giriş katı elemanıdır. Amfi karakteristiği , Tonestack kısmı buradadır. Satın alınan amfinin satın alınma sebebi bu kısımdır diyebiliriz. Sesin amfi karakteri kazandığı, sadece belli başlı işlemler içeren , sesin hoparlörlere direkt bağlanmadığı , düşük güçte ses üretilen kısımdır.
Poweramp : Poweramp kısmı dışı kabinleri besleyen yüksek güçlü sesin alındığı yüksek kazançlı kattır. Genel amacı amfinin yüksek güçteki kazancını sağlamaktır. Kabinlere direkt bağlanı yapılan ksımıdır. Burada sadece seste yükseltme değil ayrıca Pentode ( 5 bacaklı Vakum Tüpler ) tüplerin sese etki ettiği kısımdır.
Gitar Kabini : Gerçek hayatta gitar kabinleri amfinin getirdiği sesi dışarı veren 1 – 2 – 4 lü hoparlör setleri ve bun hoparlör setlerini taşıyan kutudur. Gitar kabinleri düz hoparlörlerin aksine gitar tonuna çok fazla etki eden yapılardır. Hoparlör genleşme distortion u , Kabin içi akustiği, Arka kısmın açık olması , EQ da büyük değişim düz hoparlör sistemlerinde farklı olmalarına neden olurlar. GAM programlarında kabinler de çok önemli rol oynarlar. Genelde içlerinde birer Impulse dosyası ve bu impulsa etki eden faktörlerle değişim miktarının ayarlanması prensibine göre çalışırlar.
İyi kalitede Gitar Kabini simulasyonalrında mikrofonlamada gerçek hayattaki gibi mikrofon pozisyonları , uzaklıkları, mikrofon harmanlama miktarı gibi seçenekler yer almaktadır.

Modelleme Türleri – GAM Tipleri

GAM programları temelde 2 tipte tasarlanırlar. Bunlardan ilki Aktif Filtrelerin Birleşmesi Yaklaşımı , Diğeri Devre Elemanları Simülasyonudur.
Aktif Fitre Birleşimi en basit ve kalitesiz GAM tasarımıdır. Eğer tasarımcı-Programcı Gitar Amfi simülasyonu yaparken gerçek bir amfi elektronik devresini tamamı ile çözemiyorsa ya da bu bilgisi yoksa bazı temel matematik formülleri ile sadece birbiri ardına aktif filtreleri sıralayarak çok suni bir gitar amfisi yapmış olur. Filtreler temelde sesin belli kısmını kullanan yapılardır ve böyle bir tasarım yapmak size sadece elinizdeki sesin çok tekdüze değişimini kazandırır. Gitar amfisinin en temel sesi olan Vakum Tüp , Tone Stack kısımlarının karakteristiği böyle bir tasarımda eklenmiş olamaz.
Devre Elemanlarının Simülasyonu yaklaşımında tasarımcı Gitar Amfi devre şemaları hakkında geniş bir elektrink bilgiye sahiptir. Devre elemanlarının her birinini ne işe yaradıklarını ve bunların matematiksel düzlemde nasıl ifade edilip DSP temelleri ile programlara aktarılabileceklerini bilir. En gerçekçi sesler bu tür GAM lardan elde edilir.

Chain ( GAM Programları Akış Zinciri )

GAM Programlarının birden çok çeşit simülasyon yapılan elemanların toplamı olduğunu söylemiştik. Burada birçok eleman Sanal Kablolar ile birbirine bağlanmıştır. Sizin gerçek hayatta Paralel ve Seri olarak yaptığınız tüm bağlantılar GAM programlarında aynen yapılabilmektedir.
Zincir oluştururken bazı şeylere dikkat etmeniz lazım. Temel bazı elemanların programda yerleri istediğiniz gibi değiştirilebilse de düzgün olarak işlevini yerine getirebilmeleri için sıralarının sabit kalması gereken ekipmanlar vardır. Bazı temel Chain kuralları şunlardır:
- Gitar Kabinleri her zaman amfiden sonra yerleştirilmelidir. Arada başka efektler olsa da kabinler amfiden önce yerleştirilmezler.
- Ses süresinde değişiklik yapan efektörler ( delay ve reverb) amfi ve kabinden sonra yer almalıdır.
- Sese karakteristiği çok verilmek istenen eleman daha başa yerleştirilir.
- Gürültü önleyici Noise Gate elemanları her zaman Chain in en başına yerleştirilmelidir. Nedeni yazılım harici gürültü önce gitarda sonra da ses kartı ya da premapde oluşturduğunuz için yazılıma girerken zaten noise içermiş olurlar. İlk olarak bundan kurtulmanız gerekir.
- Overdrive , Distortion gibi sesi yükseltip kendinden sonrakini süren pedallar amfiden önde yer almalıdır.
- WAH WAH gibi pedallar Noise gate den sonra en başta yer almalıdır.
- Compressor gibi elemanlar Chainde her yerde kullanılabilir. Sıradaki yeri önemli değildir.
Temel Amfi Knob ve Tuşları

Bir GAM da en çok işi yapan tabi ki Gitar Amfi kısmıdır. Bir Amfi preamp ve poweramp kısmından oluşur ve çoğu GAM bu ikisini beraber içerecek şekilde tek Amfi modülü kullanır.



Yukarıda bir toplam amfi ( preamp+ poweramp) modülünün resmi yeralmaktadır. Burada tuşlar ve Knoblar ( çevirmeli tuşlar) yeralmaktadır.
Genelde tüm amfi modülleri benzer tuşlara ve knoblara sahip olsalar da amfinin modeline göre bazıları deaktif olabilir ya da ek özellikteki tuşlara da sahip olabilirler.
Yukarıdaki şekilde yer alan Tuşlar- Knobların ne işe yaradıklarına gelirsek :
Amfi Kanal Seçimi : Amfiler gerçek hayatta genelde 2 ya da daha çok kanala sahiptirler. Bu kanallar amfinin çalma stiline göre sahip olduğu devre sayısıdır. Yani 3 kanallı bir amfi aslında 3 farklı amfinin bir arada olması manasına gelir. En yaygın kanallar Clean , Crunch ve Lead kanallarıdır. Clean; düz temiz sesler, kazancı çok az olan sesler için tasarlanmış kanaldır. Crunch; kazancı clean kanala göre daha fazla ve tok sesler için kullanılır, ismi Ritim kanalı olarak da geçer. Lead; kanalı en fazla kazanca sahip şarkılardaki güçlü Solo kısımlarlarda, Metal ve Rock parçalarda en çok kullanılan kanaldır.
Preamp Kazancı : Amfinin Preamp katının kazancıdır.
Tonestack EQ Ayarı : Amfinin genel karakter sesinin Alt , Orta ve Yüksek Frekanstaki ses ayarlamalarına izin verilen kısımdır. Amfinin genel Ekolayzır ayarı burasıdır.
Poweramp Kazancı : Amfinin poweramp katının kazancıdır.
Rezonans : Amfinin powerampda rezonansa uğradığı frekansın değişim miktarının ayarlandığı kısımdır.
Presence ve/veya Contour : Amfinin Poweramp katında genelde frekansın High End kısmında geniş bir bant aralığını arttıran, poweramp karakteristiğini ön plana çıkaran ayardır.
Çıkış Sesi Seviyesi : Amfinin tek başına toplam sesinin çıkış miktarının ayarlanmasıdır.

Kazanç ( GAIN)

Amfiler ve pedallar amflikasyon yaparlarken belli oranda seste kazanç sağlarlar. Çıkış sesindeki artış oranı ( Çıkış / Giriş ) kazanca eşittir. Burada Kazanç ne kadar fazla olursa seste artış, distortion, overdrive ve amfinin çalışma miktarı o kadar artmış olur. Gain miktarı fazla bir ayarda tellerden daha uzun ve fazla ses çıktığı için gitarda sesin kontrolünün iyi olması açısından amfide kanallar yer alır. Her kanal farklı alanda gain karakteristiği sağlar. Bir Lead kanalında gitardaki tüm tellere vurursanız tüm tellerdeki ses çok fazla arttılırıp sesler birbirine girişim yapacağından bu kontrolsüz ses fazlalığı için kanal değişimi yapılır.



Impulse Response - Impulse Dosyaları – Gitar Kabini Simülasyonları

Impulse Response ( Dürtü Yanıtı) ; elektronikte bir sistemin Birim Genlikli Dürtü işaretine verdiği yanıttır. Bir elektronik sistemin karakteri çıkarılırken bu dürtü sinyaline verdiği yanıt bize o sistemin nasıl çalıştığını gösterir.
GAM Programlarında matematiksek olarak tasarımı en zor olan kısım Gitar kabini ve mikrofonlama kısmıdır. Burada zorluk bu sistemlerin sese deterministik etkide değil çok fazla parametrede etki etmeleridir. Bu etkiler direkt hesaplamalar ile gerçeğine yakın çıkarılamazlar.
Impulse response’ lar sisteme Sinus işareti verildiği takdirde sistemde işlendikten sonra mikrofonla kaydedilen kayıtlardır. GAM programları dışında Impulse Response ların en çok kullanıldığı kısım ortam etkisi Reverb efektinin işlenmesi ve bunu ses konvule(ortam özelliğinin, benliğini aktarılmasının matemaiksel ifadesi ) etmektir. Impulse dosyaları oluşturulurken Reverb alınacak ortamın istenilen yerlerine mikrofonlar kurulur ve dürtü işareti verilir. Ortamın verdiği yanıt ( bir nevi yankı da diyebiliriz ama tam Türkçe karşılığı yankı değildir) kısa süre içim kaydedilir ve IR si kaydedilmiş olur. Örnek olarak bir tiyatronun içine mikrofonlar koyulur. Tiyatro içinde dürtü işaretli ses verilir ve bunun yanıtı mikrofonlar ile kaydedilir.
IR ler gelişmiş IR yükleme programlarında yüklenirler.Kayıtlı *.wav uzantılı IR dosyasını alıp 3 boyutlu ses düzleminde bunu konvule ederler.
GAM programları için IR ların kaydı ve IR yükleyicileri farklıdır. IR ile çalışmak normalde real time işlem için fazla yüklü işlemlerin gerçekleştiği bir ortamdır. İşlemciler büyük boyutta ve kalitede IR leri real time işleyemezler. Bu yüzden gitar IR yükleyiciler gerçek zamanlı işlem için IR dosyasının ufak ama önemli kısmını alıp belli frekanslarda ( genelde 48KHZ de ) işleyip sese entegre ederler.
IR dosyalarını kendiniz de oluşturabileceğiniz gibi internetten ücretsiz sunulan IR dosyalarını kullanabilirsiniz. Ayrıca sırf bu işlem için ticari ürünler de vardır. Bunalrdan RED WIRE , GAM programları için özel IR dosyalarını yüksek kalitede oluşturup satmaktadır. Piyasadaki en iyi Gitar Kabini IR kütüphanesi bunlardır. Ayrıca aynı amaçlı RECABINET de yüksek kalitede 2. alternatif ticari ürün olarak satılmaktadır.
GAM programları için özelleştirilmiş IR yükleyicileri olduğundan bahsetmiştim. Şimdi belli başlı Gitar Kabin – Gitar IR Yükleyicilerine bir göz atalım.


LeCAB :



Yukarıda resmi verilen IR yükleyicisi ( LeCab) LePou Plugins üreticisinin ücretsiz bir pluginidir. Bu plugin aynı anda 2 ayrı IR dosyasını eş zamanlı kullanmanıza ve bu IR lar arasın da harmanlama yaparak Stereo kullanmanıza olanak verir. Her IR dosyası için ayrı ayrı filtreleme, Sağ ve Sol kanal arası kullanım miktarı , Faz değişimi ayarlarını tek tek ince şekilde ayarlayabilirsiniz.

Revalver RIR :


Revalver MK II, MK III ve MK III.V de yeralan RIR modülü ince ayar yapılanbilen bir IR yükleyicisidir. Load tuşu ile dışarıdan bir *.wav IR dosyası yükeleyebilirken i Resample tuşu ile yüksek frekansta örneklenmiş sesin frekanasını azaltarak %25 e yakın işlemci tasarrufu sağlayabilirsiniz(kaliteden biraz ödün vererek). Hi-Res tuşu örnekleme miktarında artış sağlarken işlemciye biraqz daha fazla yük bindirir. İnce ayar knobları Low end ve High end frekans spektrumunda ayarlamalara izin verirken Dist knobu IR ye ekstra distortion ekler. Crunch kabin sesinde biraz daha agresiflik katarken ambience etkisini arttırmış olur. RIR modülünde herhangi bir mikrofonlama ayarı mevcut değildir.
TH1 IR Yükleyici ve Kabin Simülasyonu:



Overloud firmasının TH1 ismindeki GAM programının kabin simülasyonu resimden de anlşılabileceği gibi geniş mikrofonlama seçenekleri ile rakiplerinden bir adım önde. Bir kabin modeli seçtikten sonra mikrofonlamada olabilecek kombinasyonlarda sadece mikrofonu 45° açıda yönlendiremiyoruz. TH1 deki kabin simülasyonu dışındaki IR yükleyicisi ise aynı anda 2 IR yükleme imkanı sunan temel yapıda bir modül.

Pedallar ve Bazı Temel Efektörler


GAM programların neredeyse hepsi geniş pedal seçenekleri sunmaktadır. Efektörler temelde sese normal amfinin seslerine ek olarak amfinin yetmediği menzilde ses bandında etki etmesi için kullanılırlar. Çoğu gitar amfisinin düşük, orta ve yüksek frekans sese tek banttan etkisi olduğu gibi kendinden delay ve reverb içeren amfi sayısı oldukça azdır.
Bazı temel efektörlere ve bunların gitar tonu zincirimizde nerelerde kullanabileceğimize gelelim:
Overdrive : Her türde elektrik gitarlı müzikte kullanılabilecek bu stomp box pedalı sesin daha fazla sürülmesi ve şişmanlaştırılması için çok kullanışlı bir efekttir. Temelde Lead sesi verecek amfinin eğer kazancı yeterli değilse amfinin önünde overdrive kullanılır. Her GAM programı en az 1 tane overdrive pedalı içerir ve genelde de bu pedal Ibanez/Maxon 808 Tube Screamer modelidir. Diğer kullanılan Pedallar Boss BD-2, OD-2 ve DOD 250 Overdrive pedallarıdır.
Gitar efekt zincirimizde overdrive pedallar amfiden 1 önce kullanılırlar.
Distortion : Genelde metal ve rock müzik ağırlıklı olarak distortion pedal kullanırlar. Bu pedallar overdrivelardan farklı olarak yüksek frekansta sesleri ortaya çıkarırlar. Dolayısı ile genelde bu pedallar Tiz Güçlendirici pedallar da denir. Yüksek ayarlarda sesi çok bozdukları için amfinin düşük kazançta tutulması kullanım açısından kolaylık sağlar.
Zincirimizde overdrive pedallar gibi amfi öncesi kullanılır ve aynı anda 2 distortion ve overdrive pedal kullanılmaz.
Compressor: Temelde compressorler sesteki menzilde sınırları çıkınca oluşan kırpılmaları azaltmak için kullanılırlar. Daha sesli ya da daha pesli ses oluştururken sınırları aşarsak ortaya çıkacak kırpılmaların önüne geçerler.



Yukarıda compressorün etkisi görülmektedir.
Compressorler zincirde her yerde kullanılabilirler. En başta , sonda kullanılmasında sakınca yoktur sadece sese etkisi zincirde farklı olmaktadır.

Fuzz : Fuzz genelde Vintage tarzı müziklerde sese peslik ve şişmanlık katması için kullanılır. Sese katılan bu karakter boğuklaşmaya neden olduğu için modern müzikte kullanımı oldukça azdır.

Delay: Geciktirme pedalları sese canlılık katması için sesin belli bir süre arkadan yansımasının gelmesi için vardır. Solo gitar çalarken kayıtta kendini daha belirgin etmesi için kullanılır.
Reverb: Reverb efekti Echo ile karıştırılmaması gereken bir efekttir. Temelde direkt bir Türkçe karşılığı yoktur. Echo nun tam karşılığı yankıdır ve reverb ise yankıdan farklıdır. Asıl anlamda reverb bir ortamın karakteristiğinin sese aktarılmasıdır. Yani bir anlamda yankıya benzer ama burada önemli olan sesi tekrar geri gelmesi değil sesin farklı bir ortamda karakterize edilmiş olarak geri gelmesidir. Büyük bir oda ile büyük bir tiyatro sahnesinde bir kişinin yüksek sesle konuştuğunu ilk duyduğumuzda onun daha değişik ve büyük bir ortamda konuştuğunu algılamamızın nedeni reverb olayıdır.
Reverbler genelde GAM programlarında Plate Reverb, Spring Reverb ve Convulation reverb pedalları ya da Rack sistemleri olarak aktarılmışlardır.
Zincirde amfiden sonra ve en son zincirdeki eleman olarak kullanılır.
Phaser : Phaserlar tonlarda sağ ve sol kanalda sesin belli bir periyodda gidip gelmesi efekti için kullanılırlar. Çok yaygın kullanımları yoktur.
Zincirde amfiden önce ya da sonra kullanılabilir ama sonda kullanımı yaygındır.
Wah Wah : Vintage türden Metale kadar birçok alanda kullanılabilen Wah Wah efekti hem clean hem de dirty tonlarda yaygınca yer alabilirler. Sese “Vaaaauuuv “ gibi bir etkisi olduğu gibi Q değerinin kısılması sonucu vintage türde hızlı basıldığı zaman Ördek sesi de çıkarırlar.
Pitch Shifter- Whammy : Tonunuzdaki notadan farklı oktavlarda ses çıkarmanızı ve whammy efekti denilen “kişneme “ de diyebileceğimiz yüksek harmonikteki seslerin çıkartılabilmesini sağlarlar.

SES Tipleri ve Terimler :
Airy – Spacious : Ses bayağı büyük bol hava akımının olduğu reverb etkisi çok olan bir ortamdaymış hissi verir. 18 kHZ e kadar yüksek frekasn tepkili ses tipidir.
Basslı : 200 Hz altı frekansları arttırılmış seslerdir
Boomy : 150 HZ civarı düşük frekanstaki seslerdir.
Boxy : 200 – 500 HZ arası güçlendirilmiş seslerdir. Bir kutu içindeki seslere benzerler.
Breathy : Flüt gibi woodwind çalgılarının yüksek freknasları güçlü olan seslerdir.
Bright : Yüksek freknasları güçlü ve harmoniklerin güçlü olarak tutulduğu frekanstaki ses tipi.
Brittle : Yüksek frekanstaki ani yükselmelerdir.
Chesty : Vokalistin göğüs büyüklüğünden doğan sesi azaltmak için kullanılır. 125 – 250 Hz arası seslerin düşürülmesidir.
Clean : Herhangi bir efekt eklenmemiş doğal seslere denir. Ayrıca Dry olarak da kullanılır bu terim.
Clinical : Fazla clean ve analitik bom boş bir ortam sesi için kullanılan sıfattır.
Coloured : Doğal olmayan sesler .
Crisp: Arttırılmış yüksek frekans tepkili sesler.
Dark: Yüksek frekansları düşük alçaktan orta frekansları yüksek olan sesler.
Detailed : Sesteki en ufak detayın duyulabildiği sesler.
Fat : Alçak frekanslara tepkisi iyi , düzgün derecede düşük frekanslı sesler. 100 – 300 Hz.
Forward : Dinleyiciye yakın sesler. 2- 5 Khz arası sesler.
Grainy : Sesin tek değil parçalı parçalı gelmesidir.
Grungy : Fazla harmoonik distorsiyon olmasıdır.
Hard :


##############################YAKINDA DEVAMI GELİYOR ####################################################


Konunun 2007 yılına ait bilgileri

En Çok kullanılan Gitar İşlemci Yazılımlarına Ayrıntılı bakış
Burada asıl konumuz bu yazılımları kullanmak. Ama burada hangisini seçeceğimiz sizin elinizdeki ihtiyaçlar ve ekonomik duruma bağlı. Bazı yazılımlar daha pahalı iken bazıları ek donanımla gelebilmekte ve bazıları indirimli satılırken arada 2-3 programı paket halinde de alabilirsiniz. Kesinlikle benden illegal olarak bu yazılımları nasıl elde edebileceği hakkında PM atmayınız. Burada ben sadece bu yazılımların kullanımını anlatacağım. Bir şeklide tüm yazılımlarında hepsini deneme sürümü olarak belli bir süre tüm fonksiyonlarını da kullanabilirsiniz.
Aşağıda burada tanıtacağım programların linkini bulabilirsiniz. Bu linkelerden deneme sürümü ve kullanma kılavuzu ve örnek sesleri dahil her türlü yazılım firmasının diğer ürünlerine ulaşabilirsiniz.
EN önemli soru ve cevabı : Bu yazılımlar yeterli mi ve bir donanım seti kadar kaliteli ses verebilmekte mi?
Bunun cevabı sizin istediğiniz müzik türüne göre eğer çok değişik ve az kullanılan bir efekt kullanmayacaksanız veya konser vermeyecekseniz(büyük çapta açık hava konserinde zorluk yaşatabilir ama zaten şu hali ile yeterli) : EVET bu programlar ile bir Line 6 POD XT serisinden ,bir Boss GT-8 serisinden bile daha iyi ses alabilmeniz mümkün. Nedeni basit : diğer donanımsal işlemciler aslında pahalı cihazlar olmalarına rağmen temelde sadece tek başlarına içlerinde yer alan programları çalıştıran DSP lerdir. Çalıştırdıkları program 3-10 mb arası olup diğer tüm donanımsal kısım LCD, pedal kısımları , ayar düğmeleri , potansiyometreler , filtre kısımlarından oluştuğundan PC yazılımlarının bunlardan eksik olması için hiçbir neden yok? Bir Revalver MK II ile en gerçek amfi seslerini alabiliyoruz üstüne istediğimiz cabin ve mikrofon setlerinin seslerini impulse olarak ekleyebiliyoruz, bir guitar rig 2 yazılımı ile istemediğimiz kadar araca sahibiz, grafiksel düzeyde bir envelope filter , çok kaliteli grafiksel yönetebildiğimiz parametric equalizer ,çok amaçlı phazerlar donanımsal işlemcilerde bu kadar ayrıntılı değiller. İsterseniz bir belirli donanımlar içeren bir videodaki gitar seti ile aynı araçların yazılımsal birleşimini kullanarak test edin. Aynı sesi alabileceğinizi görüp şaşırabilirsiniz. Hatta POD XT Live vb gibi donanımsal işlemcilerin sample müziklerini dinleyip aynısını ya da daha gerçekçi gitar tonlarını yazılımla alabildiğinizi rahatça görebilirsiniz. Aslında bu seviyeye kolay gelinmedi, Amplitube 1 ,guitar rig 1 ve revalver 1 zamanındaki durumdan çok daha ileri bir durumdayız. O zamanlarda ses gerçekten plastik gibi doğalllıktan uzaktı. Şimdi işler yazılımın lehine döndü. Buna katılmayanlar olabilir ama birçok forumda yeni nesil yazılımları da donanımsal işlemcileri de en doğru şekilde kullananların yazılımlardaki seslerin daha gerçek olduğuna yönelik genel olarak kanıya vardığını görebilirsiniz.
1) Amplitube serisi :
www.amplitube .com
2) Guitar Rig serisi : www.guitarrig.com
3) Revalver serisi : www.alienconnections.com
Programlara Giriş
Bizim işimizi kolaylaştıran bu yazılımlar aslında birer ekipman simulasyonları bütünüdür. Aslında sıfırdan yaratılan ve programcıların sesleri değiştiren ayarları sıfırdan yarattıkları araçlar değiller. Yani bu yazılımlardaki bir distortion pedal gerçekte olmayan sıfırdan yaratılmış bir şey değil. Hepsinin gerçekte bir marka ve modelle karşılığı var ve yazılım hazırlanırken bu marka ve modellerin ekipmanları alınıp devreleri açılıp tek tek giriş ve çıkışta verdikleri tepkilere göre modelleme yapılması ile yapılıyor. Bu konuda Amplitube dışındaki programlar modelledikleri cihazların isimlerini ticari etik yüzünden saklı tutmaktadır. Aslında biraz ekipmanlara yabancı değilseniz onların nelere denk geldiğin çıkarabilirsiniz. Zaten isimleri gerçeklerinin biraz değiştirilmiş hali. Örneğin Guitar Rig 2 deki Skreamer = Ibanez Tube Screamer TS-808 , Mezone : Metal Zone MT-2 . Amplitube serisinide ise aslında durum aynı olmasına rağmen programın yapımcıları modelledikleri markaları programda direkt yazmasalar da ek olarak açıklamışlardır. Aşağıda Amplitube ‘ün gerçek modellenen ekipman karşılıklarını yazacağım. Diğer programlar için forumlarda modlanmış skinler mevcut. Bu yüzden aynı gerçek hallerine benzetilmiş hale getirebilirsiniz programı. Örneğin benim aşağıda vereceğim Revalver MK II çok kolay skin editlemesi yapıldığından bulduğum gerçek skinleri programa ekledim .Gerçekte tüm efekt parametrelerinin programda kendine özgü isimleri var. Rogramı ilk kurduğunuzda benimkinden farklı bir görünüşü var. Aşağıda Revalver MK II için skin pakedini de koyacağım.
AMPLITUBE SERİSİ
İtalyan yazılım firması IK multimedia nın ürünüdür. Bu yazılıma ek bir sürü ses programı da vardır. Amplitube yazılımsal işelmcilerin gelişmesine büyük oranda yardımcı olmuş bir programdır. Programın adı bu tür bir programa verilebilecek en güzel isimdir. (Amplitude+tube kelimelerini birleşmesinden oluşuyor ).
Amplitube 1 : Firmanın ilk çıkardığı VST plugini. Bu programın kendine özel bir live çalışma özelliği yok. Sadce VST host plugin aracı ile çalıştırabilirsiniz. Ses ve modelleme konusunda birçok ilke imza atmıştır. Programı şuanda 2. Versiyonu olduğundan kullanmanıza gerek yok.

Yukardıdan da görüldüğü gibi program temelde 4-5 tane gitar amfisi, birkaç stomp box, az sayıda cabinet modelinden oluşmakta. Ne yazıkki günümüz 2. Nesil programlara göre birçok eksiği var. Mikrofonun açısını ayarlayabildiğimiz ambience katabildiğimiz kısımları ve paralel bağlama kısmı yer almamakta. Bu serinin asıl üyesi Amplitube 2 de çok daha ayrıntılı olarak programın özelliklerine değineceğim.
Amplitube 1 Live :
Amplitube serilerinde bir adet asıl program varken bir de bunun çok daha basitleştirilmiş tek başına live olarak çalışan sürümleri vardır. Ampltube 1 live ilk zamanlarda tek başına çalışması ile çok büyük rahatlık getirse de ayarları ilk neslin kırpılmış versiyonu olduğundan oldukça az özelliğe sahip. Sadece 3 çeşit amfi ayarı 3 farklı cabinet modeli açabileceğiniz bir wah pedalı, overdrive pedalı ve delayden meydana geliyor.


Avantajları :
- İlk zamanlarda çıkmış olması
- Tek başına çalışması
- İlk başlayanlar için çok az ayara sahip olmasından sade yapıda olması.
- High gain de çok güzel ses vermesi.

Dezavantajları : - çok az ayara sahip olması
-İkinci nesil programlardan çok uzak olması
- Arada ses ayarlarının değiştirilmesi sırasında kilitlenmesi
- Program kapatıldığı zamanlarda bellekte kalabilme sorunu
-Gereğinden fazla işlemci kullanımı



Amplitube 2 :
Tartışmasız en iyi görselliğe sahip gitar işlemci yazılımı. Firmanın ilk seride de kullandığı gölgeli ve yumuşak geçişli düğme kullanımının yanında pedallardaki hareketlilik ayrıntılı olarak görülmekte. Gerçek bir amfi ve sete sahip olduğunuz hissini verdiği gibi amfinin içindeki Vacuum tube ler ses açtıtğınızda parlamakta ve göz alıcı bir güzelliğe kavuşmakta.
Programın kullanımı görselliğin de katkısı ile çok rahat. Aynı gerçek hayattaki gibi herbir ekipmanı seri ve paralel bağlarken en temel şekilde bağlantıyı kuruyorsunuz. Program herşeyi otomatik ayarlıyor. Programın en son sürümü : Amplitube 2.1 dir.



Program yukarıda da değindiğim gibi kullandığı ekipmanların asıl gerçek modellerini saklamadan açıklıyor:


PREAMPLIFIERS AND EQ MODELS BASED ON
American Tube Vintage Fender® Bassman®
American Tube Clean1 Fender® Super Reverb®
American Tube Clean2 Fender® DeLuxe Reverb® 65
British Tube Lead 1 Marshall® JCM800
British Tube Lead 2 Marshall® JCM900
Modern Tube Lead Mesa-Boogie® Dual Rectifier®
British Tube 30TB Vox® AC30 Top Boost
THD BiValve THD® BiValve
Tube Vintage Combo Supro® Late 50’s combo
STOMP BOXES MODEL BASED ON
Overscream Ibanez® Tube Screamer® TS-9
EchoMan Electro Harmonix® Memory Man™
Phazer10 MXR® Phase 100™
Dcomp MXR® Dynacomp™
Fuzz Age Arbiter® Fuzz Face™
Chorus-1 Boss® CE-1 Chorus™
Octav Boss® OC-2 Octaver™
Opto-Tremolo Fender® Super Reverb® Amp Opto-Tremolo
CABINETS MODEL BASED ON
1x12 Bass Custom Bass 1x12
1x12 Open Vintage Fender® DeLuxe® 65
4x10 Open Vintage Fender® Super Reverb® 1967
2x12 Closed Vintage Marshall® 1922 2x12 Greenbacks™
4x10 Closed Modern Marshall® 4x10 90’s JCM410
4x12 Closed Vintage1 Marshall® 4x12 Angled, 70’s
4x12 Closed Vintage2 Marshall® 4x12 Straight, Greenbacks ™
4x12 Closed Modern1 Marshall® 4x12 80’s 1982A
1x12 Combo Marshall® 1x12 Valvestate™ 12
4x12 Closed Modern2 Mesa/Boogie® 4x12 Rectifier™
1x8 Combo Modern Mesa/Boogie® 1x8 Subway Rocker™
2x12 Open Vintage Vox® AC30 60’s
1x12 Open Modern VHT® Pitbull 1x12 Combo
1x6 Small Combo Fender® “Fender15”
4x10+tw Bass SWR® Goliath™ 4x10
1x15 Bass Vintage Ampeg® B15 15”
MICROPHONES MODEL BASED ON
Dynamic 57 Shure® SM-57
Dynamic 441 Sennheiser® MD-441 (“M” position)
Dynamic 421 Sennheiser® MD-421
Condenser 414 AKG® C-414 ULS (Cardioid mode)
Condenser 87 Neumann® U-87 (Cardioid mode)
Condenser 84 Neumann® KM-84

Program ilk açıldığında ASIO ayarlarını yaptıktan sonra presetden uygun olanı seçebilirsiniz.
Programın genel ayarları :

Zincir değişimi: Bu programın ekipman zincirinde ki temel yapılar arası geçişi sağlıyor. Seri ve paralel bağlantıdaki temel parçaların yerleşimi buradan değiştirilerek yapılıyor.
Stomp box seçimi : İstediğimiz stomp box ı buradan açıp sonra üstünedeki ayar düğmelerini kullanarak istediğiniz hale getirebilirsiniz. Burada dikkat edilmesi gereken şey buraya her açtığınız stomp box boş da olsa bypass olmadan seri olarak zincire katılıyor olması. Yani kullanmayacağınız stomp box ı kapalı bile olarak burada tutmayın.
Preset seçim penceresi : Presetleri seçip kaydettiğimiz ve eklediğimiz kısım.
Noise gate : Amplitube serisinde noise gate programın dışında çalışıyor . Yani ek bir modül olarak ekleyemiyorsunuz. Temel gate ayarı bu kısımda ne yazıkki.
Görsel Stomp box kısmı : Burada seçili olan modül üzerindeki düğmelerden ayarları yapıyorsunuz.
Seri ve paralel bağlantı seçimi: Bu kısım daki soldaki numaralandırılmış kısımda seri ve paralel bağlantı hazır şablonalrı arasında geçişi yaparken sağ kısımda bunun temel zincire etkisini görsel olarak görebilmektesiniz dolayısı ile zincirdeki her bir modülü değiştirirken bu kısmdan seçmeniz lazım . Önemlibir ayrıntı paralel seçimlerde eğer her bir amfiyi tek tek burdan seçmezseniz default amfi 2. Kısma atanır . Yani alttaki amfi ayarları sadece paralel amfideki tek bir amfiyi değiştirir sizin diğer amfiyi de seçip değiştirmeniz lazım .

Preamp kısmı : Zincirimizdeki Preamplifier seçimi burdan yapılıyor. Sese en çok etki veren kısımlar olan amfi ve cabinetleri iyi seçmenizde yarar var.
Power+pre amp equ: Burada asıl fitar tonunuz amfi kısmındaki bass ve tiz atarları ile presence ayarlarını değiştiriyorsunuz. Buradaki equ değişimi en büyük equ değişimi olmakta.
Power amp çıkış gücü : Poweramplifier ınızın çıkış gücünü ve tipini seçiyorsunuz. Dikkat ,daha büyük güç daha iyi bir ses anlamına gelmiyor.

Cabinet Tipi: Sanal gitar amfimizin sanal hoparlör çıkışını buradan ayarlayıp seçiyoruz. Open back ya da closed olanlar arasından size uygununuz ve sayısını seçip koyuyorsunuz.
Mikrofon modellemesi: Yukarıdaki kısımda programın sahip olduğu modellerden seçim yapıp açısınını ,uzaklığını ve ambience ı ayarlıyorsunuz. Alttaki kısımda yaptığınız değişikliğin görsel olarak etkisini görebiliyorsunuz.


Rack seçim penceresi : Sistemin son rack çıkışlarını buradan seçiyorsunuz. Parametric equ, digital delay ve reverbleri buradan seçebilirsiniz. Buradaki araçların sese etkisi oldukça fazla çünkü burası zincirin son çıkış katını oluşturuyor.
Seçili rack sistemin ayarları : Buradan seçilen rack ın ayarlarını yapıyorsunuz.
Önemli : Aynı stomp box setinde olduğu gibi burada bypass olmadığından kullanmayacağınız rack modülünü tamamen çıkarın. Çıkarmadan, kapatmak sese etkide bulunacaktır.

Ampltube 2 nin genel ayarları ve işleyişi böyle. Alıştığınız zaman kullanımı en kolay gitar işlemci yazılımının bu olduğunu görebilirsiniz. Ama diğer yazılımların üstünlüklerine ne yazıkki sahip değil.
AVANTAJLARI:
- Görselliği çok iyi. Ayarların sisteme katkısını görsel olarak görebiliyorsunuz
- High gain sesleri süper. Rock ve metal müzik için çok rahat kullanabilirsiniz.
- Tek başına *.exe olarak çalışabilmekte.
- Harmonator gibi kaliteli stomp box seti var
- Rack sisteminin etkisi çok iyi
- Hangi modülün gerçekte ne model ve marka olduğu belirtilmiş
- Bu programlar birlikte firmanın kullanabileceğiniz Pedal seti ve stealth gitar bağlantı ses kartı+kablo cihazı var
DEZAVANTAJLARI:
- Noise gate sisteme modül olarak eklenemiyor
- Guitar rig 2 ye göre modül sayısı az.
- Clean tonları çok iyi değil
- Preset kullanımı çok kullanışlı değil sadece belli klasörde preset ataması var.Browse yok
- Preset de arama yapılamıyor
- 2. Nesil arasında en etkisiz ve kullanışsız hazır presetlerine sahip olanı. Programla glen presetlerin tonları kullanım açısından çok iyi değil.
- Amplitube 1 in hiçbir presetini açamıyor

Amplitube 2 Live :
Aslında bu program için söylenebilecek fazla bir şey yok .Tamamen Amplitube ün görselliğine ve yapısına sahip ama birçok özelliğinin kırpılmış modeli. Açıkçası Amplitube 2 ye sahipseniz bu programa gerek yok. Hiçbir fazlası yok . Zaten stealth plug alırsanız içinde bedava geliyor.
AVANTAJLARI:
- Ucuz olması
- Küçük boyutlu olması
DEZAVANTAJLARI:
- Amplitube 2 nin kırpılmış versiyonundan ibaret
- Çok az sayıda bileşeni var
- Amplitube 2 nin tüm dezavantajlarını içeriyor.



Amplitube Jimi Hendrix edition:
Ik Multimedia ‘nın son gitar işlemci yazılım ürünü bu. Aslında bu yazılım Amplitube 2 yazılımı üzerine kurulu. Sadece içerdiği modüller Jimi Hendrix lisanslı ürünlerin modellemeleri. Aşağıda her modülün gerçekteki karşılığını verdim:




Stomp Models Based on*
Class Fuzz Roger Mayer™ Classic Fuzz®
Fuzz Age Arbiter® Fuzz Face®
FuzzOne Maestro® FuzzTone
Octa-V Roger Mayer™ Octavia®
Opto-Tremolo Fender® Super Reverb® Amp OptoTremolo
RightFuzz Mosrite™ Fuzzrite®
Uni-V Univox™ Uni-vibe™
XS Fuzz Roger Mayer™ Axis Fuzz®
Wah 46 Vox® Wah V846
Preamp Models Based on*
American Vintage B Fender® Bassman®
American Vintage D Fender® Dual Showman®
American Vintage T Fender® Twin Reverb®
British Lead S100 Marshall® 1959 JTM100™ Super Lead
Power Amp Models Based on*
Tube 100W 6L6 Fender® Bassman® 100W 6L6
Tube 100W 6L6 D Fender® Dual Showman® 100W 6L6
Tube 100W 6L6 T Fender® Twin® 100W 6L6
Tube 100W KT66 Marshall® 1959 JTM100™ Super Lead
Speaker Cabinet Models Based on*
2x12” Open SL Sears® Silvertone® 2x12”
2x12” Open T J120 Fender® Twin® 2x12” JBL® D120F
2x15” Closed B J130 Fender® Bassman® 2 x15”, JBL® D130F
2x15” Closed D J130 Fender® Dual Showman® 2x15”, JBL® D130F
4x12” Closed 25 C Marshall® 4x12”, 25w Celestion™
4x12” Closed 75 C Marshall® 4x12”, 75w Celestion™
4x12” Closed J120 Marshall® 4x12”, JBL® D120F
Microphone Models Based on*
Condenser 12 AKG® C12
Condenser 67 Neumann® U67
Condenser 87 Neumann® U87
Dynamic 57 Shure® SM57
Ribbon 160 Beyerdynamic® M160

Bu yazılım aslında sadece Jimi Hendrix türü müzik çalanlara hitap ediyor. Çok iyi lead sesleri var ama günümüz modern rock ve Metal tarzı müziğini bu programla yapamazsınız. Çünkü bu programın içerdiği modüller eski nesil ekipmanların modellemeleri.

AVANTAJLARI:
- Jimi Hendrix lisanlı ürün
- Bu tarza çalınabilecek şarkılara en iyi uyumu bu program sağlıyor.
- Görsellik burada tavana vuruyor. Her bir ekipman çok güzel şekilde eskitilmiş olarak yer alıyor. Paslı modüller yıryık abinetler yıpranmış düğmeler büyük oranda gerçekçilik katıyor.
- Lead gitar sesleri bu türe göre süper düzeyde


DEZAVANTAJLARI:
- Modern rock ve metal türüne hitap etmiyor
- Amplitube 2 serisinin tüm dezavantajını aynen taşıyor. Hiçbir preset setine uyumlu değil .Kandine ait presetleri var.
- Fiyatı Amplitube 2 ye yakın.


GUITAR RIG SERİSİ :
Alman Native Instruments firmasının bir ürünü. Alman mühendisliğinin bir eseri olduğu her halinden belli. Çok fazla modül ve ayar ile en uygun sesi elde edebilmenize yarayan yüzlerce ayara sahip. Program yüzlerce önceden yüklenmiş kaliteli presetle galiyor. Kullanımı Amplitube serisine oranla biraz daha karışık ama gerçek gitar sistemlerine en yakın düzeyde kurulum bu program ile sağlanmakta. Gitar işlemci yazılımı programları kullana kişilerin en çok desteğini gören program bu olduğundan hakkında birçok başlık bulabilir yüzlerce presete ulaşabilirsiniz.
Guitar Rig 1 : Aynı Amplitube 1 de dediğim gibi bu programın ilk nesil oluşundan dolayı hem ayrıntılı incelemesini yapmayacağım hem de kullanmanıza gerek olduğunu düşünmemekteyim.


Guitar Rig 2 ve 3 : Programımız son derece ayrıntılı ve birçok yardımcı araçla geliyor. Firma sadece preetler için bile birçok müzisyenle anlaşmış durumda. Kullanma kılavuzu bile 150 ye yakın sayfadan oluşan bu program sahip olduğu nitelikler açısından rakipsiz. Fakat Sesi Revalver MK II ye göre çok da gerçekçi değil. Amplitube e göre çok daha iyi clean tonları var ama iş high gain e gelince başarı ne yazıkki düşüyor. Programın en son sürümü : Guitar rig 3.0 ‘dir.
Programın genel ayarları:

Zincir ve preset arası geçiş Penceresi: Buradaki en sağda görünün kısma tıklarsanız preset pencereleri açılır ve mor renkle belrttiğim kısımlar belirir. En sağdaki kısım programın pencere boyutunu ve Rig Kontrol cihazının tanıtılmasına yarayan kısımdır.
Preset Pencereleri : Burada üstteki kısım presetleri içeren bank ları içerirken altta bankların içerdiğği presetleri ayrıntısıyla seçebilirsiniz. Yandaki save,load kısımlarından açıp kapama ve ekleme yaparken ortadki seearch kısımından da yüzlerce preset içinden aradığınızı kolayca bulabilirsiniz.
Tüm modüllerin Yerleşimi : Bu kısım tüm modüllerin seri ve paralel yerleşimi tek pencerede yer almaktadır. Her ayar kendi modülünden yapılmakta ayrıca sağ tıklanarak modülün ayarı kaydedilebilmektedir. Önemli : Her modülün bir de advance bias ayarı vardır, bu ayarlar gerçek hayattaki cihazlarda bulunmamakla beraber programdan daha düzgün ses alabilmeniz için her modüle ince ayar yapmanıza olanak verir.
Program ana ayar düğmeleri: Burada en çok volume işinize yarayacaktır. Kırpılmasız ses elde etmek için sesi normalize ederek kullanın. Diğer düğmelerden High resolution programın sesi işleme algoritmasında frekans bileşenlerine uyguladığı adım sayısını arttırmaya yarar. Sesi daha güzel işlerken olumsuz olarak PC nizin işlemcisine biraz daha fazla yüklenir.


REVALVER SERİSİ :
Revalver MK II çıkmadan önce bu programı anlatmaya bile gerek duymayacaktım ama MK II ile bir programın nasıl olması gerektiğini gösteren Alien Connections bizlere çok güzel gitar çalma keyfi yaşatıyor. Bu program aslında çok basit ve az ayarları olan az sayıda modül içeren bir yapıda görünsede aslında sadece RIR aracı ile bile ne kadar modüler yapıda olduğunu bize gösteriyor. Her modül çok ayrıntılı biçimde ayarlanabiliyor. Modüldeki her bir eleman çok ayrıntılı biçim de ayarlanabiliyor. Sanırım firmanın ismi gibi gerçekten de uzaylılarla bağlantısı olduğunu düşünüyorum  .
Revalver 1 : Bu programı görünce bucak bucak kaçabilirsiniz. Hiçbir zaman yararını görmemiştim ,zaten yıllarca önce çıktığından kullanışlılıktan oldukça uzak . Kesinlikle tavsiye bile edemeyeceğim.
[img]http://www.mygitar.com/resimler/program/Revalver.gif" align="middle" border="0" alt="">
AVANTAJLARI:
- Sanırım ilk çıkan yazılımlar arasında olması tek avanatajı
DEZAVANTAJLARI:
- Herşey 

Revalver Mark II : İşte dünya çapında çığ gibi büyüyen hayran kitlesine sahip olan bir program. Gittikçe efsaneleşmeye başladı. Birçok donanımsal Gitar işlemcisine sahip olanlar bu yazılımdan daha fazla verim aldıklarını gördü. Sanırım binlerce dolarlık gitar setine ultra ucuza sahip olmak demek bu oluyor. Aslında söylenebilecek daha çok şey var ama yazı gittikçe uzadığından kısaca anlatmaya çalışacağım. Programın son sürümü: Revalver MK II 2.0.2
Programın firma desteği çok iyi. Çünkü kendi forumlarından aldıkları tavsiye ve eleştirilere göre programa şekil veriyorlar. Örneğin her sürümde ekledikleri presetleri forumdaki kullanıcılardan alıp ekliyorlar. Programın ayarlarının yapılmasına ve skin eklenmesine izin verdikleri için çok rahat istenilen görsellikte ve ayarda programa sahip olmuş oluyoruz.
Programa genel hatları ile bakarsak :

Modüller : Burada seçetiğimiz modülü sürükle bırakla ayarlıyoruz. Her modülün sağ tıklanınca özel ayarları , mono ve stereo işleme ayarı, tam bypass düğmesi yer almakta.
Input ve output ayarı : Gitardan gelen sinyali sesi input iken programın çıkış sesi ayarı output. Input defaultta kalsın sakın sona getirmeyin bile. Output için learn düğmesine basmanız yeterli.
Preset pencereleri ve düğmeleri : Alt kısımda bank listesini seçerken üstteki kısımda bankların içindeki presetlere ulaşıyoruz. Sağdaki düğmelerden kaydetme dosyadan çağırma ,isim değiştirme gibi işlemleri yapıyoruz.
Ana ayar kısmı: Buradan ses kartı ayarı, midi cihazın programa tanımı gerçekleşiyor.

Program şu hali ile çok sade gibi görünse de şimdi asıl ayarlara girmeye başlayalım !

Programın ana penceresinde en alta sekmeyi kaydırdığınızda Modülleri yerleştirdiğiniz kısımda “add new module” var. Oraya ilk tıkladığınızda karşınıza yukarıdaki pencere açılacak. Buradan ekleyeceğiniz modülleri sınıflarından sonra seçerek eklemiş oluyorsunuz.
Gelelim programın can alıcı kısımlarına :
İnce Ayarlar: Her bir module sağ tıkladığınızda açılan kısımda “tweak this module”



Modüllerin elektronik cihazlara verdiği tepkiler ve ölçümler: Bu kısım gerçekten bir Proteus yazılı kadar ayrıntılı modellenmiş. Sırasıyla Frekans Analizörü , Harmonik Distorsiyon analizörü , Osiloskop, Impulse Response yanıtı,power suply ,Trafo ve negatif geri besleme araçlarını görmekteyiz. Burada seçilen modüle göre açılan cihazlar görülüyor. Bir amfi de bunlar çıkarken diğer modüllerde daha az cihaz karşımıza çıkıyor( bir distortion pedal da trafo olmasını beklemeyin  ) . Ama klasik olarak ilk 4 araç her modülde çıkıyor.
Şimdi bu araçların hepsini içeren resmi aşağıda inceleyelim.


Yukarda Frekans Tepkisi aracı o modülün frekansının değişimi ile kazancının ne kadar değiştiğini görmektesiniz. Burada refresh tuşuna basılırsa ve gitar çalınırsa o anki frekasn tepkisi anında çizilir ve saklanır. Harmonic Distorsiyon analizöründe distorsiyon bozulmaları nın grafiği yer alır burada frekansa göre bozulmalar görebilmekte size uygun olana göre harmonic sayısını o anki duruma göre ayarlayabilirsiniz. Osiloskop ise zaman düzleminde basit bir sinüs darbesinin o modülün çıkışında nasıl göründüğünün grafiği görülmekte. Dave as IR ise Impulse yanıtının saklanmasını sağlamakta.
Şimdi de modülün içindeki elemanları ayarlamaya geçelim :


Yukarıda deminki eleman listesindeki 3 bacaklı bir vakum tüpünü tıkladığımızda karşımıza çıkan pencereyi görmekteyiz. Bu pencerede Tube type piyasadaki gitar amfileri için kullanılan Tube serilerini seçiyoruz. Onun altındaki kaydırma çubuklarında Vpp besleme voltajını, Plate yük direncini, Katot direncini ve kapasitesini ayarlayabilirsiniz. En alt sağdaki tuşlardan Bode size bu elemanın Bode Diyagramını vermektedir. Yanındaki Transfer tuşu bu elemanın çıkış frekans düzleminin giriş frekans düzlemine oranı olan transfer fonksiyonunu verir.Oscilloscope tuşu bu elemanın tek başına sinüs darbesine etkisi görülmektedir.
Pencerenin sağ üst kısmında elemanın dış bağlantılarının ayarları yer almakta. Biaslama voltajı ,kırpılma miktarı gibi ayarları burada rahatça yapabilirsiniz. En alt sağ ksıımda ise elemamnın eş değer devresi görülmektedir.
Evet yukarıdaki kısım iyi elektronik bilgisi istese de bunu sadece amfiyi modladığınız zaman kullanacaksınız. Yani yeni bir amfi çıktığında netten dökümanlarına ulaşırsanız bu ayarlar ile çok güzel bir eşdeğerini simule edebilirsiniz.

RIR ARACI: Sanırım Revalver MK II nin en güzel aracı bu . Impuls Tepkisi olarak adlandırılan şey (bu araç için), gerçek hayatta bir amfinin (örneğin bir Marshall JCM2000 in )girişine verilen çok kısa süreli bir darbe işaretine verdiği tepkidir. Bu tepkiler çok kısa süreli WAV dosyalarıdır. Normal ses çalıcıları ile açarsanız “TIK “ sesinden başka bir şey duymazsınız. Bunlar RIR gibi araçlarda kullanılacak referans dosyalardır.

Programa kayırlı impulseların seçimi: Burada Revalver MK II ile gelen ya da sizin programa attığınız *.ewav uzantılı imoulse ları çağırdığınız kısım. Ewav aslında *.wav ‘ın sadece isminin değiştirildiği ksıım. Yeni imoulse indirince uzantısını ewav yapmanız yeterli.
Netten bulduğunuz impulseların yüklenme kısımı: wav uzantılı impulseları o anlık yüklemek için basılması gereken tuş
Programın impulseları kullanma şekli: Resample 96 Khz gibi yüksek frekasnla ötneklenmiş sesleri 48khz e downsample ediyor. Böylelikle %25 e yakın işlemci tasarrufu sağlanıyor. Hi-res ise Guitar rig 2 de de anlattığım gibi sesi işelrkenki kaliteyi arttırıyor. Açılması halinde işlemci yükü artıyor.
Amfi+cabinet+Mic equ ve Distortion ayarları : Burada impulsela yüklediğiniz sistemin Bass,Tiz, Distortion ve Crunch ayarını yapıyorsunuz.

Şuanda forumlardaki kullanıcılar ellerindeki sistemlerin IR lerini kaydedip nette paylaşmaktadırlar. Ben bu yazının sonlarına doğru elimdeki imoulseların bazılarını sizlerle paylaşıyorum. Buradaki wav dosyalarını ewav a çevirip programın ana klasöründeki imulse alt klasörünün içine istediğiniz kadar at dizin yaratıp atabilirsiniz.

VST HOST ARACI: Revalver MK II nin çok sevdiğim bir aracı daha. Bu araç ile tüm VST tabanlı programları Reval MK II içinde çalıştırabiliyorsunuz. VST programı şuana kadar anlattığım programların bir de *.dll biçiminde ve genelde c:\program files\Steinberg\plugins içinde kurulu olan dosyaları demektir. Yani aslında şuana kadarki programlar tek başlarına çalıştığı gibi asıl VST olarak çalışmaya yönelik tasarlanmışlardır. Revalver MK II deki bu araç ile modül zincirimize istediğimiz başka programları da ekleyebiliyoruz. Bu gerçekten önümüzü oldukça açıyor. Revalver MK II de bulunmayan modulleri diğer programların çalıştırarak zincirimize ekliyoruz. Örneğin Revalver MK II deolmayan Metal zone MT 2 modülünü Guitar Rig 2 yi VST olarak çalıştırarak Revalver MK II de kullanabiliyoruz.


O an yüklü olan VST programı : Zincirimize eklediğimiz VST programın ismi burada yazıyor. Örnek olarak ben Guitar Rig 2 programını açtım.
VST prog. çağırma kısmı: Burada load a tıkladığımızda önceden *.dll dosyalarının bulunduğu klasörden programları seçip çağırıyoruz.
VST prog. açma kısmı: Bu butona tıkladığımız zaman o an yüklü olan VST programının arayüzü açılıyor ve istediğimiz tüm ayarları o programdan yapıyoruz. Önemli : Zincirimizin doru çalışması için yüklenen VST host programındaki odüllerin istediğimiz kadar olmasına dikakt edin. Çünkü Amplitube 2 yi eklediğiniz zaman tüm amfiler ve cabinet modelleri açık olacaklar ve bunları bypass yaparak kapatmalı sadece ekleyeceğimiz modülleri açlaıyız.
Giriş/çıkış ses ayarı : VST programının sesini ayarladığımız kısım.