İstanbul Eminönü ilçesi, Sultanahmet Meydanı’nda, Divanyolu Caddesi üzerinde bulunan Cevri Kalfa Sıbyan Mektebi, kitabesinden öğrenildiğine göre Sultan II. Mahmud tarafından 1819’da Osmanlı sarayı Haremi’nden Cevri Kalfa’nın anısına yaptırılmıştır.
Buradaki kitabenin tarih manzumesinin son mısraında “Merhume Usta’nın ruhiyçün âb-ı zemzem 1235 (1819)” yazılıdır.
Cevri Kalfa 1808 Yeniçeri İsyanı’nda, Topkapı Sarayı içerisinde merdiven başında durarak Şehzade Mahmud’u (Sultan II. Mahmud) öldürmeye gelenlerin gözlerine kızgın kül serpmiş ve şehzadenin kurtarılmasına yardımcı olmuştur.
Sultan II. Mahmud padişah olduktan sonra Cevri Kalfa’yı Hazinedarbaşı yapmış, ölümünden sonra da bu sıbyan mektebi ile yanındaki çeşmesini Onun anısına yaptırmıştır.
Cevri Kalfa Sıbyan Mektebi, İstanbul sıbyan mektepleri arasında en büyük ölçüdeki yapıdır. XIX. yüzyıl ampir üslubunda yapılan bu mektep iki kattan meydana gelmiştir.
Geniş ön cephesi ve on odalı olarak yapılmasından ötürü de 1858 yılında Kız Sanat Mektebi olarak kullanılmış, Cumhuriyet’in ilanından sonra 1929–1930 yılları arasında Devlet Basımevi’nin Matbaacılık Okulu olmuştur.
Adliye Sarayı’nın 1932’de yanmasından sonra da Adliye tarafından kullanılmıştır.
1945-1946’da 59.İlkokulu olarak hizmet vermiş ve 1955–1956 yıllarında da Cevri Kalfa İlkokulu olarak kullanılmıştır.
Cevri Kalfa İlkokulu’nun Sultanahmet’te ayrı bir binaya taşınmasından sonra da 1985 yılında Türk Edebiyat Vakfı’na tahsis edilmiştir.
Cevri Kalfa Sıbyan Mektebi’nin girişi yapının solunda olup, ortasında yer alan iki katlı yapının üzeri beş mermer konsol üzerine oturmuş bir çıkma şeklinde dışarıya taşmıştır. Bu bölümün üzeri kurşun kaplı ayna tonozla örtülmüştür. Tonozun üzerine de bir alem yerleştirilmiştir.
Bu yapının sağ tarafına kademeli yuvarlak kemerli bir çeşme eklenmiştir. Çeşmenin hemen yanı başında üç katlı, pencere araları yassı plasterlerle birbirlerinden ayrılmış ikinci bir yapı bulunmaktadır. Bu bölüm Sultan II. Abdülhamid (1876–1909) döneminde buraya eklenmiştir. Cevri Kalfa Sıbyan Mektebi Osmanlı devri mimarisinde yapılmış olan örneklerin sonuncusudur.